251 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Biliyorum, tüm incelemelerimde "çağımızda da öyle değil midir?" temalı yazılar yazıyorum ve bu temaya değinmeden duramıyorum. Sylvia'nın tabiri ile bir Sırça Fanus'tan sesleniyorum sizlere bu harflerin arasından. O güzel insana değinmeye çalışacağım naçizane yazımdan... Kendi Sırça Fanus'umdan... Gerçekten de (hadi bir kez daha yapalım
Sırça Fanus
Sırça FanusSylvia Plath · Kırmızı Kedi Yayınevi · 201911,8bin okunma
270 syf.
·
Puan vermedi
(Yaşayan şirket kitabı akademik bir değere sahip olup bu yazı akademik bir değere sahip değildir.) 20 Şubat 2018 Üniversite’de Organizasyon dersini veren hocamızın tavsiye ettiği bir kitap, Yaşayan Şirket. Ne yazık ki Kitabı basan Demirbank pek fazla yayınladıkları bu kitaptan dersler çıkartmadıklarından dolayı mecbur kitabı tek alternatif nokta
Yaşayan Şirket
Yaşayan ŞirketArie de Geus · Rota Yayınları · 19982 okunma
Reklam
244 syf.
9/10 puan verdi
Öncelikle arkadaşlar bu incelemeyi bir pedagog bir öğretmen veya bir eğitimci edasıyla yazmadığımı belirtmek isterim. Kaleme alırken bir sosyolog ve 20 yıl bu eğitim sisteminin içinde olan bir fert olarak kaleme aldım. Elimden geldiğince bilimselliğe girmemeye sadece kendi alanımın noktalarına değinmeye çalışacağım. Önce kitap hakkında sonrada
Zorunlu Eğitime Hayır
Zorunlu Eğitime HayırCatherine Baker · Ayrıntı Yayınları · 2000165 okunma
Bende enerjiyi,ışığı,sonsuz sanıp yanıldım.
1- Evrendeki ışık belirli bir zaman sonra yok olacaktır. 2- Işık olmadan yaşam mümkün olmadığına göre bu evrende yaşam ebedi olamaz. 3- Eğer ki evrende var olan ışık belli bir zaman sonra yok oluyorsa, demek ki ışık sonsuzdan beri var olamaz, ışığın bir başlangıcı vardır.
Sayfa 49
1210 syf.
·
Puan vermedi
(Bu oldukça uzun bir hikayedir.. Pardon, incelemedir. Hazır mısınız? :) Durun!! Durun!! Kalkmış olamaz tren… Anlatacağım neden geç kaldığımı.. Yıldızlı gözlerimde neden bunca isin, yorgunluğun düştüğünü.. Bu pespaye halimi, bu yaralarımı, bırakın şu trenin kolunu tutacak mecali, tüm o yolları aşıp nasıl geldiğimi.. ... Trene bindim, Ülkeme
Bir Yazarın Günlüğü
Bir Yazarın GünlüğüFyodor Dostoyevski · Yapı Kredi Yayınları · 2005482 okunma
“Ey iman edenler. İman edin” Duy Ey Nefsim;
Arı 20 bin çiçeği ziyaret ettikten sonra bal verir. Aynı zamanda midesinde taşıdığı zehri bulaştırmaz. Aynı zamanda Petekteki yavrularının çıkabilmesi için sıcaklığın belli derecede olması gerektiğini bilerek orkestra ahenginde titreyen ve sıcaklık yükselirse kanadını uzatarak vantilatör görevini binlerce arkadaşı ile aynı anda yapan arılar çarpar gözüne. Dersin ki bu akılsız, şuursuz mahlukat bile bunca işi yaparken iman iddasında bulunup doğduğu günden beri bir arı kadar faydası olmayan insanlar var. İman ettim demekle iman oluyorsa, Efendimizin (a.s.m.) ismi zikredildikten sonra binlerce süslü sözcük ile tezyin edince iman oluyorsa buyur derttaş; Top senin, çevkan senin. Ne diye yorulursun ki ? Bir şiir kitabı yaz, bitsin bu iş ? Peki sormazlar mı “Başını seccadeye bile bükemiyor, bu nasıl iman ? “İddaa gibi kolay vazgeçilebilir bir kumardan bile seni alıkoyamıyor, bu nasıl iman ? “İçme” demesine rağmen “Ben haftada bir içip kimselere zarar vermiyorum” demagojisine giriyorsun, bu nasıl iman ? Yani, benim babam, çöpteki marka kutusunda da marka yazıyor. “İmanlıyım” demek yeter mi, bunca laftan sonra, var onu da sen düşün. Umarım beni ikna edememişken Münker ve Nekir’i ikna edebilirsin. Evdekilere bol selamlar.. ( Yetmez mi derttaş.. Rabbin seni çağırıyor..🍃)
Reklam
39 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.