Bir şeyleri acı çekerek ya da ideal olandan uzak bir durumda da yapabiliriz. Bunlar değil, "İyi durumda iyi bir konuşma yapmalıyım." düşüncesi, yani idealizasyon bizi engelleyen. Hayat ise böyle değil. Her tür yaralanma ve hata hayata dair ve her an her şeyin içine girebilir eksik, kusur, yara. Bu, son derece normal ve yaşamanın doğal bir parçası. Buna karşı savaşmak, kendiliğinden olan her şeyle savaşmak demek. Halbuki o kendiliğindenlik, bir şeye tadını tuzunu veren. Eğer her şey çok düzgünse orada gerçek anlamda bir yaşama yok. Eksikleri, kusurları, dil sürçmeleri olan bir konuşma bence güzel olan.
Sayfa 142Kitabı okudu
Demek hayat böyle iki adım ilerisi bile görülmeyen sisli ve yalpalı bir denizdi. Tesadüflerin oyuncağı olacak olduktan sonra ne diye bir irademiz vardı? Kullanamadıktan sonra göğsümüzü dolduran hisler ve kafamızda kımıldayan düşünceler neye yarardı?
İçimizdeki Şeytan
İçimizdeki Şeytan
Reklam
Demek hayat böyle iki adım ilerisi bile görülmeyen sesli yalpalı bir denizdi. Tesadüflerin oyuncağı olacak olduktan sonra ne diye bir irademiz vardı? Kullanamadıktan sonra göğsümüzü dolduran hisler ve kafamızda kımıldayan düşünceler neye yarardı? Yaşayışımıza ve etrafımıza şekil vermek arzusuyla dünyaya gelmekten ise hayatın ve muhitin verdiği şekli kolayca alacak kadar boş ve yumuşak olmak daha rahat, daha makul değil miydi?
Demek Hayat böyle 2 adım ilerisi bile görülemeyen sisle ve yalpala bir denizde tesadüflerin önce olacak olduktan sonra ne diye bir irademiz vardı kullanamadıktan sonra göğsümüzü dolduran Hisar ve Kafamızda kımıldayan düşünceler neye yarardı
Demek hayat böyle iki adım ilerisi bile görülmeyen sisli ve yalpalı bir denizdi. Tesadüflerin oyuncağı olacak olduktan sonra ne diye bir irademiz vardı? Kullanamadıktan sonra göğsümüzü dolduran hisler ve kafamızda kımıldayan düşünceler neye yarardı?
Demek hayat böyle iki adım ilerisi bile görülmeyen sisli ve yalpalı bir denizde.Tesadüflerin oyuncağı olacak olduktan sonra ne diye irademiz vardı?
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.