Merhaba sevgili okur,
İlk defa 2011’de okuduğum Simyacı’yı bir kere de kitap kulübü ile okuma fırsatım oldu.
Paulo Coelho, kişisel menkıbesinin peşinden giden Santiago’nun hikayesini anlatıyor. Santiago, karşılaştığı onca zorluğa rağmen yolundan dönmüyor ve hatta yolculuğu sırasında karşısına çıkan güzellikler de onu durdurmuyor. Umudunu yitirmeden, tevekkülü bırakmadan inandığı şeyin peşinden gidiyor.
Elimizi uzatsak alacağımız hazineleri, yeterli olgunluğa erişmeden göremeyiz, hâl böyle olunca da, gereken olgunluğa ulaşmak için yola çıkmak gerekir… Yolda olanlara selam olsun efenim…
Kişisel gelişim türünün ilk örneklerinden birisi desek yanlış olmaz. Kitabın aforizmaları, yıllardır, kişisel gelişim kitaplarını süslüyor. Sadece alıntılara göz gezdirseniz bile ne demek istediğim daha iyi anlaşılacaktır.
Türün severleri beğenecektir diye düşünüyorum.
Gel gelelim kitapta ayağı yere sağlam basmayan bir kurgu vardı. Kötü diyemem; ancak kitabın son kısımları aceleye gelmiş gibiydi. Simyacı’nın bu kadar beğenilmesinin sebebinin hikayesi değil, kitabın konusu olduğunu düşünüyorum. Bu konu daha okkalı bir hikayeyi hak ediyordu. Birde çok iyimserdi. Hayat bu kadar iyimser değil maalesef ya da ben fazla kötümserim :)
Genç okurlara tavsiye ederim.
Thus Spoke Zarathustra
Başlarda beni sıkacağını düşündüğüm bu kitap sonrasında fazlasıyla sardı. Devrim konusu aslında hiç devrim bile olmayan ve sadece devrim düşüncesiyle yanıp tutuşan bie avuç madencu hakkındaki bu hikayede o kadar iyi işlenmiş ki,
