Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yazıyorum, okuyorsun. Kim bilir ne dayanılmaz acılar içindesin sen de? Nasıl her yerini, orada bir sigara söndürülmüşçesine yakan özlemler içindesin. "Mümkün olsa hep yanında kalırdım," diyorsun. "Hiç senden ayrılmazdım, hep senin olurdum," diyorsun. İşte onun için sana hiç kızamıyorum ya! Bütün isyanım çaresizliklere, bu kahpe imkânsızlıklara, bu mesafelere, bu zamana ve bu bizi çepçevre kuşatan insanlara, onların pis kurallarına, beş para etmez inançlarına. O demir parmaklıklara, ağır kapılara, kalın zincirlere, o merhametsiz, çirkin gardiyanlara rağmen seni seviyorum. Anlatamıyorum.
Öyle dertler… Bir de böyle dertler ve şöyle dertler olmalıydı. Derdin yokluğu bile çeşit çeşitti demek?
Reklam
"Yokluğu hissetmek kolay da anlatması zor. Bir vardı, bir yok oldu işte, gerisi boş laf."
Sayfa 15 - @yapikrediyayinlariKitabı okuyor
Ben ile kendim arasında derin bir sessizlik var. Birlikte, bir çeşit ağırlaştırılmış yalnızlık yaşıyoruz.
Herkes o kadar birbirinin aynısı ki, gelenler gidenleri ya da gidenler gelenleri aratmıyor. Galiba bu yüzden, kalabalığın yalnızlıktan bir farkı yok.
Umut bu, alır gerçeğin ötesine götürür, yol kenarına atar adamı.
Reklam
"Size yalvarıyorum," dedi adam, "her kim olursanız olun, yeter ki gerçeği umursayın; ama en çok işçilere, tasvir ettiğim bu şeytanlıkları sadece zaman geçirmek için ilgilenilecek, sonra da belki bir kenara atılıp unutulacak acıklı şeyler olarak görmeyen insanlara yalvarıyorum; onlar için bütün bunlar amansız ve in­safsız gündelik gerçekler, bileklerindeki zincirler, sırtlarındaki kamçı, ruhlarını zapt eden demir el. ‘’
Sayfa 349Kitabı okudu
Velhasıl hayat beklemiyor, beklemek gibi bir derdi de yok. Biz onu anlayana kadar gelip geçecek.
"Belki aradaki demir parmaklıklar kalkmıştı ama zihinlerdeki parmaklıklar olduğu gibi duruyordu."
Sayfa 168 - Morena YayıneviKitabı okuyor
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.