Okuduğum ilk tarihi roman olarak kaydediyorum kitabı. Önyargımı kırmış bile olabilirim. Beklediğimin çok üstünde bir kitaptı. Üslubu sade, anlatımı akıcıydı. Merakla okudum en önemlisi de.
Yazar İvo Andriç, daha çok ‘Drina Köprüsü’ ile biliniyor. Merak ediyordum o kitabı da ama kütüphanede yeni oluşturulan Nobel Ödül’lü yazarlar bölümünde elim ve gözüm sürekli Lanetli Avlu’ya gidince bir şans vermek istedim.
Lanetli Avlu, deyince kocaman bir konak gibi yapı, tüm küçük ve demir kafesli pencereleri ortadaki beton avluya bakan bir resim oluştu kafamda. Nitekim de anlatılanla örtüştü bu resim. Osmanlı İstanbul’unda, dönemin eski polisinin sırf içeri birilerini atma isteğiyle aynı çatı altına toplanan birçoğu suçsuz olan insanları anlatıyor. Tam bir psikolojik savaş.
Kimisi hüküm giyip atılıyor içeri, kimisi içeri atıldıktan aylar sonra hüküm giyiyor yahut salıveriliyorlar. Genelde suçsuzlar, gerçek suçlular dışarda! Yeni moda bu!
Okuyan, öğrenen Kamil Bey esas konu. Cem Sultan’ın hayatıyla ilgilendiği, araştırıp okuduğu için yaşıyor tüm yaşadıklarını. Peki Cem Sultan neler yaşadı?
Kitap, aynı zamanda tarihle ilgili bilgi edinmemi sağladı.
Böyle olacağını düşünmüyordum ama severek okudum. Meraklılarına tavsiyem olsun :)