Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Manastır yürüyen birliklerin tozları ve gürültüsü ile silahların gümbürtüsüyle sarsılıyordu. Yunanistan Girit'i ele geçirmişti. Türkiye savaş ilan etti ve askeri birlikler cepheye koştular. Gün büyük zorlukların ve mücadelelerin yaşandığı, savaşlar ve savaş söylentilerinin her yana yayıldığı günlerdi. Osmanlı İmparatorluğu son nefesini vermek
Mustafa Kemal politikayı bir yana itti. Artık yapılması gereken bir işi vardı. Kuzey Afrika'ya gidip İtalyanlar'la savaşmalıydı. Suriye ve Mısır'dan geçen uzun kara yolu dışında Türkiye'nin Kuzey Afrika'yla bağlantısı kesilmişti. İtalyanlar denizin denetimini ellerinde tutuyorlardı; filoları Çanakkale Boğazının da çok
Reklam
(...) Ona milletvekilliği vaadedilmiş, ama merdivenin ilk basamağında bekletilmiştir. Cevdet Kerim İncedayı, onun CHP İçindeki yandaşıdır. Ona yardımlar sağlar, Recep Peker'le tanıştırır. Recep Peker, ona güdümlü yazılar yazmasını âdeta telkin eder. Anlattığına göre, ödün vermemiştir. Ama, o sıralarda, Necip Fazıl'ın Recep Peker ve CHP
336 syf.
·
Puan vermedi
·
19 günde okudu
Demir Yaylı Dukak.. Sürükleyici, macera dolu çok güzel bir roman Demir Yaylı Dukak.Dukak Bey Oğuz Yabgu Devleti'nin ordu komutanıdir.Aynı zamanda , Büyük Selçuklu Devletine ismini veren Selçuk Bey'in babası.. Bu heyecan dolu hikayenin içinde Türk kadınının asaletine , cesaretine, Türk töresinin gücüne, Türk toplumunun sosyal hayatına, inanç sistemine çok güzel yer verilmiş.Karakterlerini çok sevdim. Yer yer Türkler İslamiyet'i kabul etmeden önce daha mı müslümanca yaşıyorlardı acaba diye düşündüm. Bize düşen Türk töresiyle İslamiyeti sarmakken acaba biz töreyi nerde kaybettik.. Kitabın sonlarında bugün bizim için hâlâ sorun olan meselelere değinilmiş olması çok anlamlı. Kesinlikle tavsiye ediyorum. Biz çocuklarımız özgür doğsunlar diye attan inmeyeceğiz ve bu özgürlüğün bedeli neyse ödeyeceğiz. Kökleriniz temizdir.Kutlu vazifeler, kutlu erlere verilir. Adalet herkese ihtiyacı olanı vermektir.Görmeyene göz ,duymayana kulak...
Demir Yaylı Dukak
Demir Yaylı DukakLale Demirtaş · Panama Yayıncılık · 202059 okunma
Sevgili Sami! Mektubunu aldım. Hatrın için beş on dakika derin hayalle-rimi terk ederek karanlık bir çukura benzeyen bu âleme ayak bastım. Ey Çocuk! Madem ki bu dünyanın bir tımarhane, insanların deli olduğuna inanıyorsun, öyleyse benim deliliğimi niçin garip-siyorsun. Herkes gibi bir deli olmamamdan kaynaklanıyor bu sa-nırım. Evet azizim! Ben
Mizah duygusunun zayıf olması, bulmacaları tükenmez kalemle çözmesi ve en olmadık zamanlarda akla gelmesini saymazsak, iyi bir adamdı Murat Bey.
Reklam
Türklerde Ad Koyma
“Türkler gördükleri, bildikleri kuvvetli ve bahadır şeylerin adlarını alırlar. Bunlar, kendilerine ad koyarlar iken en çok Boğa adını seçerler ve çok defalar bunu tek başına kullanmazlar. Bunun yanında başka bir hayvanın adını da kullanırlar. Mesela Tay Boğa derler. Bu boğa kelimesinin başında bazen bir maden adını da kullanırlar. Nitekim Altun boğa, Gümüş boğa ve Demir boğa derler. Boğa yerine demiri de kullanırlar ve Bey demir, Tay demir derler. Daima böyle çifte kelimeli ad kullanmazlar. Bazı kere tek kelimeli ad da kullanırlar: Demir, Arslan ve Deniz diye ad verirler.”
Sayfa 26 - Türk Dil Kurumu Yayınları ﴾Kalkaşandî’nin Subhu’l-A’sasâ fî kitabât’ından﴿
Doğu Perinçek-Ertuğrul Kürkçü :)
‘’Ama bir defa ürkmüş olan mandayı tutmak kabil midir? Kürsüden kürsüye ‘’namussuz alçak, katiller, ben sana gösteririm köpek, hadi ordan vatansız, dinsiz’’ sesleri kıvılcımlar saçarak çatışıyor. Edirne mebusu Talat Bey, Kütahya mebusu Ferit Bey’in üzerine yürüyor, bir Arnavut mebusu başka bir Arnavut mebusunu tokatlıyordu. Doktor Rıza Tevfik her gün meclise usturup denilen bir çeşit demir başlı kamçı ile geliyor ve her kavga sırasında ortaya atılarak ‘’Anam babam var mı bize yan bakan?’’ diye nara nara üstüne basıyordu.’’
"Recep Peker Hapı Yuttu", "Kazıklı Resmi Tazim" başlıklı yazılardan başka "Hakkınızı Helal Edin Dostlar" başlığıyla Markopaşa'nın birinci sayısında "Şakalar" köşesinde yazılanlar yeniden verilmiş. Bir başka yazı da "Nasıl Girer" başlığını taşıyor. Okuyalım. 1947 yılında yazıldığını düşünerek son
1.349 öğeden 1.321 ile 1.335 arasındakiler gösteriliyor.