Bir araya getirdiğim harfler beni anlatmaktan uzak, demiş ya Tezer Ozlü , benimki de o misal. Harfler buraya kadar.
Bir araya getirdiğim harfler beni anlatmaktan uzak, demiş ya Tezer Özlü, benimki de o misal. Harfler buraya kadar.
Reklam
“Bir araya getirdiğim harfler beni anlatmaktan çok uzak” demiş ya Tezer Özlü, benimki de o misal. Harfler buraya kadar.
Sayfa 20 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
Çünkü on dokuz yaşa çok önem veriyorsun. En çok umutlarla, sezgilerle, hayallerle doludur o yaş diye düşünüyorsun.
Reklam
Elbette nostalji bu. Bu duygu sadece yaşanmış bitmiş şeylere, yerlere karşı duyulmuyor. Hiç yaşanmamış şeylere de... İşte yaşam bu kadarcık bir şey. Sadece bir nostalji.
Hayır, sende uyanan bir aşk yükselmesiydi, öznesi tam belli olmayan, çok geniş bir alanı kapsayan, ne olduğunu bilemediğin şefkatle karışan bir duyguydu.
Terk etse de gene o kenti arıyor insan. Daha doğrusu o kentin hayalini.
Aradığın, insanın kendi başına da mutlu olabilmesiydi. Kendi düşünceleri, anıları ile, kendi yarattığı özlemlerin imgeleri içinde.
Reklam
Gatsby gibi mi olmak gerekir, yoksa Nick gibi mi diye çok düşünmüştük. En iyisi elbette oluruna bırakmaktı.
Eski Yunan'da olduğu gibi tanrılarla çevrili bir dünyada değiliz ki! Hiçbir şey hiçbir yere ulaşmıyor. Bu yüzden rahat bırakman gerekiyor kendini.
Ara sıra Proust'a dönmek, ondan yeniden beş on sayfa okumak yetiyordu sana.
Sadece roman okumayı çok sevdiğin için birkaç çok tanınmış romanı okumayı sonraki yıllara bırakmıştın, düşünebildiğin, çizgileri belli olmayan, bulanık bir yaşlılık dönemi için.
İstanbul da 600 bin kişilik bir kentti. Ortaçağın bu en büyük kentinde nüfus zaman zaman azalmış, zaman zaman da fazlalaşmıştı. Ama yirminci yüzyılın ortalarına kadar da bir milyon civarını hiç aşmamıştı.
Resim