"Her ne iş yapıyorsan onu bir ibadet gibi yapmalısın. O vakit anlarsın ki; tahta oymanın da, nal çakmanın da, çömlek yapmanın da; demir dövmenin, şiir söylemenin de sevabı vardır. Her işinde O varsa şayet, inan ki O dahi sana yârdır. Hem söylesene Ahmedim, insanın elinin emeğinden daha tatlı ne vardır?"
Biden bidensizin hadsizligi ancak bu kadar olur
Ummet bir olmali hilafet sancagi kuran
Müslüman bassizliktan kurtulmalı adi iman
Turkistana sahip cikmali Müslüman
Kuduse kalkan hakka inanan
Küffara demir yumruk kalkan olmali rabbe el acan
Hakka uzanan el ve dil kalmamalı #Biden
Amerika kim oluyor da köksüz bir ot bile değilken köklü tarihimize,
17 Kasımdaki mitingde Ebülfez Elçibey'in, SSCB'deki Müslüman halkların demokratik harekâtlarının başında AHC'in olduğunu bildirerek, ÂLİ SOVYET'te seçimler hakkında kanunların kabul edilmesini talep etti ve bu kanun 23 Kasım'da kabul edildi.
O tarihlerde Azerbaycan'da bulunan gazeteci – yazar Tâha Akyol bu mitingi şöyle anlatıyor:
“Hazır bulunamadığımız halk cephesinin 17 Kasım günü yaptığı beş saatlik mitingi videodan baştan sona kadar seyrettim. Dikkatimi çekti, "Özbekistan Birlik Hareketi” adına bu mitinge katılan şair ve yazar Turan Mirza konuşmasına bir şiirle başladı.
Deme bana Oğuz, Kayı, İlhanlı!
Türküm, bu ad her ünvandan üstündür!
Yoktur Özbek, Azer, Kırgız, Kazanlı,
Türk milleti bölünmez bir bütündür!
Meydanı dolduran beş yüz bin kişinin gökleri parçalayan tezahüratı... Turan Mirza konuşmasını Ziya Gökalp'in meşhur beyiti ile bitirdi.
Vatan ne Türkiye'dir Türklere ne de Türkistan
Vatan büyük ve müebbed bir ülkedir: Turan!"
Yine korkunç bir tezahürat. Özbekistan nere, Türkiye nere.Hem orada demir perde var, Azerbaycan gibi ilişkilerimiz de gelişmiş değil. Bu Özbek ziyalısı, Ziya Gökalp'i nerden biliyor?...
Her ne iş yapıyorsan onu bir ibadet gibi yapmalısın. O vakit anlarsın ki; tahta oymanın da, nal çakmanın da, çömlek yapmanın da; demir dövmenin, şiir söylemenin de sevabı vardır. Her işinde O varsa şayet, inan ki O dahi sana yardır.
Sibirya bölgesindeki Tobolsk vilayetinin Tara karyesinde dünyaya geldi. Buhara'dan Sibirya'ya göçen Özbek asıllı bir ailenin çocuğudur. Yedi yaşından itibaren medrese eğitimi almaya başladı. 14-15 yaşlarında iken peşpeşe hem annesini, hem de babasını kaybetti. Ailesinin fakir olması ve hiçbir miras bırakamamaları sebebiyle eğitimini çalışarak