İki tarafın başında da yenilmemiş birer Bozkurt vardı. Vuruştular. Ya yıldırım üstün gelecek, ya demir eritilecekti. Talih ikincisine güldü. Demir yıldırımı eritti. Türkistan'ın aksak padişahı, Türkiye'nin mağrur sultanını tutsak kıldı.
"Türk hâkanlarının asırlarca örste demir döğerek Ergenekon Günü'nü kutladıklarını biliyoruz. Bu, Ergenekon'dan Çıkış'ın anılmasıdır. Prof. Abdülhalûk Çay, bunun Nevrûz günü olduğunu uzun boylu anlatan bir kitap yayınladı.
Nevrûz hakkında bir kaç cümle söylemek isterim. Türkistan'da ve bir döneme kadar Osmanlı'da kutlandığı gerçektir. Dîvân şiirimizde nevrûziyye'ler vardır. Ancak son dönem Osmanlı' sında nevrûz kutlama âdetinin tavsadığı, hattâ ortadan kalktığı muhakkaktır. Nevrûz, gece ile gündüzün 12'şer saat olarak eşleştiği, daha astronomik tabirle bahar'ın başladığı gün olarak, bir takvim tabiri şekliyle bilinirdi. Ben İstanbul'da 19.asrı yaşayan büyüklerimden hiç nevrûz kutlaması duymadım. Buna karşılık benim çocukluğumda bile gayri resmî olarak Hıdrellez yani 6 Mayıs günü kutlanırdı. Zaten doğrusu 22 Martta çayır çemene çıkılamaz. 6 Mayıs bunun için çok daha münasiptir. Sonra bir tarihte 1 Mayıs, Bahar bayramı ilân edilip Hıdrellez silinmeye çalışıldı.
1 Mayıs, işçilerin bayramı olarak Batı'dan geldi. Batılılar' ın böyle anneler, babalar, kadınlar günleri de vardır. Ancak 1 Mayıs, Komünistler'in resmî devlet bayramıdır. Bizde de 1970'lerde artık bahar bayramı hâlinden çıkıp komünist bayramı hâline geldi, Lenin ve Mao bayrakları açılarak kutlandı.
...
Nevrûz'u ise Türkiye'de Kürt milliyetçileri ortaya çıkardı. Kürtler'in millî bayramı olarak lanse edilmek istendi. Bir kaç yıllık bir bid'attır.
..."
Her ne iş yapıyorsan onu bir ibadet gibi yapmalısın. O vakit anlarsın ki tahta oymanın da, nal çakmanın da, çömlek yapmanın da, Demir dövmenin, şiir söylemenin de sevabı vardır. Her işinde O varsa şayet, İnan’ ki O dahi sana yardır. Hem söylesene Ahmedim, insanın elinin emeğinden tatlı ne vardır?
Bir ibadet gibi yapmalısın dedi derviş hasan usta. Her ne iş yapıyorsan onu bir ibadet gibi yapmalısın. O vakit anlarsın ki tahta oymanın da nal çakmanın da çömlek yapmanın da demir dövmenin şiir söylemenin de sevabı vardır. Her işinde O varsa şayet, inan ki O dahi sana yardır. Hem söylesene Ahmedim, insanın elinin emeğinden daha tatlı ne vardır.
.
Bu günü kuru kuruya, hamasi laflarla kutlamanın bir manası yok. Bugünün varacağı nihai hedef Turan Türk Birliği olmalıdır. Dünya Türklerinin tek seçeneği budur.
PROF. DR. NURULLAH ÇETİN İLE TURANCILIK ÜZERİNE BİR SÖYLEŞİ
Vedat Toruk: Hocam “Turan” kelimesi ne demektir?
Prof. Dr. Nurullah Çetin: “Tur”, “Türk” demektir. “an” eki Farsça çokluk
İKİNCİ BASIMA ÖNSÖZ
Türk Ülküsü'nün bu ikinci basımı, birincisine göre oldukça değisiktir. İlk basımdaki tarihe ve kalem
mücadelesine ait yazılar bırakılmış, doğrudan doğruya ülkünün türlü konularını ilgilendiren yazılar alınmış
ve bunlara yine ülkü ile ilgili yeni yazılar eklenmiştir. İlk basımda bulunup da ikinci basımda
TOMRİS
Tarihimizin sayısız erkek kahramanları arasında yiğit adını almayı hak etmiş Türk kadınları da vardır.
Kahramanlık yerleri olan savaş alanlarında düşmanlarla erler gibi vuruşan, milletleri ve şerefleri için
kanlarını akıtmayı göze alabilen bu kahramanların en büyüklerinden birisi, günümüzden yirmi beş
yüzyıl önce yaşamış olan Tomris'tir. Asıl adının Demir olması gereken, fakat eski yunan tarihçilerinin
Tomiris ve Demurus şekillerinde adlandırdıkları bu kadın, Peçenek Türkleri'ndendi. Onun taşıdığı ad
gibi bir demir olduğunu tarihin bize bıraktığı satırlar arasından bulup çıkarmak güç değildir.
Milattan önce altıncı yüzyılda Türkistan'da Saka ve Peçenek Türkleri bulunuyordu. Aynı çağda İran'da
Ahamenid sülalesi vardı. Bu sülale zamanında acem orduları doğuya doğru ilerleyerek Türkler'le
birkaç yol çarpışmışlardır. Tarihte bunların en ünlüsü Tomris'in Peçenekler'e baş bulunduğu çağda
yapılandır.