Kadın yazarlarımızın kaleminden çıkan cinayetler, soruşturmalar ve delil peşinde koşan karakterlerle örülü on altı öyküden oluşuyor.
Her öykü birbirinden bağımsız olay yeri incelemesi gibi. Kendinizi cinayetlerin çözümleyicisi gibi hissediyorsunuz.
Bazı hikayeler akıcı, bazıları biraz düşündürücü ve karmaşık. Polisiye türüne farklı bir pencere açan kitap, polisiye severlerin keyifle okuyabileceği bir içerik sunuyor üstelik bizim canım kadınlarımızın kaleminden.
Öyküler sırasıyla;
Arkasındayım//Lalehan Bosnalı
Her Şey Benim Olmalı//Ayşe Erbulak
Zincir//Dr. Verda Pars
Tokgöz Sami - Av Partisi// Emine Tırak Şahin
Sil Baştan//Aydan Aydın İnan
Şimdi Öldürecek Misin Beni?// Azime Güç
Kiracı// Fulya Ecem
Batsın Bu Dünya//Aşkın Zengin Akkuş Unutamamanın Dayanılmaz Acısı//Dr.Hülya Yeltepe Ercan
Tüylü Yılanın Laneti//Banu Akeloğlu
Fetüs Hırsızları//Doç.Dr. Ümmüye Tüzün Sindirella'nın Kayıp Ayakkabısı//Hanife Demir Şimdi Bu Ne Cinayeti?//Buket Çetin
Doku//Ayşen Gencer
Kapının Üzerindeki Kadın//Gözde Saydan Kadıköy'deki Gizemli Cinayet// Hale Uzun
Sonra gene çan sesleri.
Durmayacak. Bir başladı mı bitmez. Bilirim.
Sonra yatakta, gene bir o yandan öbür yana dönüş.
Niçin bitti gaz? Tükenecek kadar uzun zaman aydınlattı mı beni?
Sesler uyutmaz. Bunu bilirim. Uyutmayan seslerdir.
Denizdesindir, demir atmışsındır, çalkantı vardır. Zincirlerin sesini duyarsın. Ses değildir. İnlemedir. Sanırsın insanlar ko-nuşuyor. Uyuyamazsın. Burda da çan sesleri. Belki uğuldayan kayalar. Yelin kayalara çarpan sesi.
Gün doğsun, gün doğsun artık, dedim.
Gün doğuşunun ilk ışınlarını görmek için, kalkıp odamın penceresinin kepenklerini açtım. Baktım lâpâ lâpâ kar yağıyor.
Yerler çoktan kar tutmuş. Rüzgâr, esip esmediğini bilmediğim rüzgâr yatışmış. Ne zincir sesleri, ne çan sesleri, ne sis düdük-leri, ne insan sesleri. Ne de uyku gereksinmesi.
Sırtıma battaniyeyi aldım. Yatağın ucuna iliştim. Kendi kendimle dertleşmeye başladım.
Handiyse mutluydum.
değerverdiğim her şeyden ayrı düşmeyi, yokluğun içinde bir başına bırakılmayı, tutunduğum ne varsa elimden kayıp gitmesini daha fazla kaldıracak gücüm yoktu. birisi penceresini açıp kafasını dışarı uzatsa boğazımı sıkan demir zincir biraz olsun gevşeyecekti.