Şu insanların birinci derdi de kendinin ve insanların gizine ulaşma çabası olmuştur. Bugün, insan evrende insanı bildiği kadar hiçbir şeyi bilmez. İnsan insan olduğundan bu yana öldürmekten, savaştan iğrenmiştir ya gene de öldürmüştür.
İhtiraslar, hırslar, kıskançlıklar, açık söyleyeyim şehvet, hepsi ağır ağır sönüyor. İster istemez geçmişe bakıyor insan... İster istemez geçmişi düşünüyor. Kimler vardı hayatımda, kimler kaldı.
Bazen hiç umulmadık adamlardan pek çok şeyler öğrenmişimdir. Hiçbir düşünceyi yabana atmamak gerekir. Sonuçta, kendi düşüncemi uygulayacak olsam bile, herkesi ayrı ayrı dinlemekten zevk alırım.
İnsan hayatının tamamını dört duvar arasında geçirebilir. Kendini tutsak olarak hissetmediği müddetçe tutsak sayılmaz. Ama kainatın sonsuz büyüklüğünü, milyonlarca yıldızı, galaksiyi görüp onlara erişemeyeceğini bilen biri için koskoca dünya hapishaneden farksızdır. İdrak ettikleri şey zamanın ve mekanın tutsağı haline getirir.
Hayatta aldatmaca nerede başlar, hakikat nerede biter ? Bunu söylemesi zor. Zaten anlayamayacak kadar da gençsin. ama benim yaşımda olsaydın o zaman cennetin kişinin cennet olarak gördüğü yer olduğunu anlardın.