143 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 4 days
Zalim hükümdar Dahhak'ın karşısında ezilen, sabrının son haddine kadar tahammül eden, fakat en sonunda zulme son vermek için ayaklanan halkın, çobanların, kahraman demirci Gave'nin hikayesi anlatılıyor. Şemseddin Sami'nin bu eseri 'Şehname'den esinlenerek yazdığı söyleniyor. Aynı zamanda Sosyalizm-Komünizm ve Alevi-Bektaşi görüşlerinin yazar üzerindeki etkisi de bu eserde görülüyor. Eserdeki 'Çekiç-Bayrak' figürlerinin isyan sırasında sembolleştirilmesi, kutsallaştırılması ve Cem Ayinlerinin anlatımı bu etkilenmenin en önemli göstergeleri. Zalim hükümdar, çobanlar, kahraman demirci üzerinden anlatılan hikaye benim aklıma Yaşar Kemal'in 'Ağrıdağı Efsanesi' eserini getirdi. Hem Yaşar Kemal'in, hem Şemseddin Sami'nin eserindeki ortak dayanak noktası sanırım Firdevsi'nin Şehname'si. Bu durum da beni çok vakit kaybetmeden Şehname'yi okumaya sevk ediyor. En yakın zamanda okuyacağım. Eserdeki konu ve kurgunun çok etkileyici olmasına karşın, yazarın anlatım şeklinin, benim açımdan, tam anlamıyla tatmin edici olmadığını söyleyebilirim. Yazar her cümlede en az iki kere 'ah' çekiyor. Bu 'ah' çekme durumunu aynı dönemde yazılmış diğer Türk Klasikleri'nde de görebiliriz. Bize Shakespeare'den ya da Rus yazarlardan abartılı şekilde bulaşmış olabileceğini düşünüyorum. O dönemde bu 'ah'lama durumu normal karşılanabilir ama günümüzde biraz tuhaf oluyor. Ah, bir de Namık Kemal, Recaizade Mahmut Ekrem gibi yine o dönem yazarlarının bir çoğunda görülen 'aşk' temasını kurguya sağlıklı bir şekilde uyarlayamama sıkıntısı var ki, o konuya hiç girmiyorum. İyi okumalar... :)
Gave
GaveŞemseddin Sami · Bordo Siyah · 200659 okunma
Hilmi Ziya Ülken'in hocası Mehmet İzzet Yusuf Akçura ile ilk kez tanıştığında '"Ne tahsil ediyorsun?" Diye sormuş. Mehmet İzzet "Felsefe tahsil ediyorum" cevabını verince o meşhur Türkçümüz şöyle demiş: Bize filozof değil, demirci lazım! Bu tavsiye karşısında ne diyeceğini bilemeyen zavallı Mehmet İzzet daha sonra şu itirafta bulunmaktan kendini alamayacaktır: "O zamandan beri, başkalarına felsefe'den bahsetmeye ne kadar heves duysam da yine biraz korkarım."
Reklam
Ölümün kötü oluşu, insanların yüreğine saldığı korkunun hafızalarda bir takım tanrılar, bir "ahiret" yaratmağa, cennet ve cehennem gibi uydurmalara sürüklenmesinden gelir. Bizim gibi maden mühendisi, madenci, demirci "ölümlüler" öteden beri yeraltı tanrısı Vulcanus'tan daha hünerliyizdir. Elektrik teknisyenlerimiz de yaşam için, şimşek ve gök gürültüsünün eski hükümdarı Jupiter'den daha faydalı ve daha güçlüdürler. "Ahiret", ilkel insanın heyecanlarından farklı olmayan heyecanlarımızın karanlık alanında bulunur. Çünkü ölüm korkusu hem bu heyecanlar, hem de "nevin muhafazası içgüdüsü" gizli eylemi üstünde hüküm sürer. Zaten, bu içgüdünün düşünülmeden olan eylemini de ölüm korkusu doğurur.
Ahiret kavramını nasıl yarattık?
208 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Harika bir kitap okudum; Ahmet Büke'den Deli İbram Divanı... 1950’li yıllara gidiyoruz; değişmeyen şifreleriyle çalkantılı politik döneme... İç içe geçmiş masalsı hikâyelerle Ege'yi, Köstence Adası’nı anlatıyor yazar. Adada balıkçılık yapılıyor. Dalyan; balık ağılı olarak adlandırabileceğimiz kayalıklar, balıkçılar tarafından
Deli İbram Divanı
Deli İbram DivanıAhmet Büke · Can Yayınları · 20211,602 okunma
“Zeus, tannların tanrısı, tannların babasıdır. Gökyünü­ne hükmettiğinden aynı zamanda şimşek ve gök gürül­tüsünün tanrısıdır. Beraberinde kutsal kuşu kartal ile betimlenir. Elinde asa ve şimşek demeti tutar. Karısı ve kız kardeşi Hera, kadına ilişkin tüm özellikleri taşır. Ze­us'un karısı olduğundan, bir anlamda, tanrıların krali­ çesidir. Zeus'un kardeşi deniz (ve aynı zamanda dep­rem) tanrısı Poseidon, genellikle yunan ve tridens (ucu üç çatallı mızrak) tutarken betimlenir. Aphrodite, aşk ve güzellik tanrıçasıdır. Daha çok çıplak veya yarı çıplak betimlenen tanrıça, bazen Eros ile birlikte görülür. Ara sıra elinde elma tutar. Odysseia'da anlatılan efsanelerin­ den birinde, Aphrodite'nin kocası demirci tanrı Hep­haistos, karısının kendisini savaş tanrısı Ares ile aldattığını öğrenince, yatağın altına bir tuzak hazırlar. Bu tu­zaktan habersiz olan Aphrodite ve Ares sevişiderken tu­zağın içinde mahsur kalırlar. Bu olay, tanrılar arasında alay konusu olur. Zeus ve Hera'nın oğlu olan demirci tanrı Hephaistos, genellikle dizinde kalkan döverken betimlenir; başında konik bir başlık vardır. Zeus'un kızı olan akıl ve zanaat tanrıçası Athena, aynı zamanda Ati­na kentinin de koruyucusu idi. Sanatta, kutsal kuşu baykuş ile betimlenir; miğferli, giyimli, mızrak ve kal­ kanlıdır.”
İletişim Yayınları
120 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 14 hours
AĞRIDAĞI EFSANESİ - YAŞAR KEMAL
AĞRIDAĞI EFSANESİ -ÖZET- Kitap 120 sayfadan oluşuyor. Bir gün Ağrı dağı'nda yaşayan Ahmet'in evinin önüne dizginleri sırma işlemeli, gümüş ayarlı, zengin ve önemli gününe ait olduğu anlaşılan bir at bulunur. Ata gören sofi bir işaretten Ahmet'e bir misafir geldiğini düşünür. Ama Ahmet her şeyden habersiz kaval çalmaktadır. Ahmet
Ağrıdağı Efsanesi
Ağrıdağı EfsanesiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202227.8k okunma
Reklam
281 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.