Anladım ki, çelikle hiç çalışmamış kişiler bunu göremiyorlar -yani motosikletin öncelikle zihinsel bir olgu olduğunu. Onlar metali -borular, kollar, direkler, aletler, parçalar gibi- belli biçimlerde, tümüyle değişmez, dokunulmaz ve öncelikle fiziksel bir şey olarak görüyorlar. Ama makine üretiminde çalışan ya da döküm, demircilik ya da kaynak yapan kişiler “çelik”in hiçbir biçimi olmadığını görürler. Çelik, eğer yeterince ustaysanız istediğiniz her biçimi alabilir, ama eğer usta değilseniz istediğinizin
dışında her biçimi olabilir. Şu sübap gibi biçimler sizin vardığınız ve çeliğe verdiğiniz biçimlerdir. Çeliğin, şu motordaki eski kir yığınından başka biçimi yoktur. Bu biçimlerin hepsi birilerinin kafasından çıkmıştır. Bunu görmek önemlidir. Çeliğin kendisi bile mi? Elbette! Çelik bile insan kafasından çıkmadır. Doğada çelik yoktur. Size bunu bronz çağından birisi de söyleyebilirdi. Doğada olan şey yalnızca, çeliğin potansiyelidir. Bundan başka bir şey yoktur.
Peki ama, “potansiyel” nedir? Bu da birilerinin kafasındadır...
Hayaletler.