“İnsanın yüreğinin iyi olması için akla ihtiyacı yoktur. Bana zaten bu ikisi birlikte pek olmuyor gibi geliyor. Gerçekten akıllı bir adama bakıyorsun, hiç de iyi biri olmadığını görüyorsun.”
Güldü ihtiyar, titreyen elleriyle kütüğün üzerinden bir yay alır gibi yaptı, oku yerleştirir gibi, gerer gibi yaptı, kuşlardan birine nişan aldı. Adam bir ihtiyara, bir kuşlara bakıyordu. Elinde hiçbir şey yoktu ihtiyarın... Birden oku bırakır gibi yaptı, fakat o da ne?! Kuşlardan biri düşüvermişti! Büyük bir şaşkınlıkla olanları seyrederken, ihtiyar usta ayağa kalktı, yanına geldi, gözlerinin içine dikti gözlerini ve;
— Evlat, dedi, sen hâlâ ok ve yayla mı okçuluk yapıyorsun?
Hazreti Ömer arkadaşlarıyla beraber Şam yolunu tutuyor.
Şam’a gelmişlerdir.
İslam Halifesi, derhal mihraba geçiyor. Müslümanlara namaz kıldıracak.
Ashaptan biri hemen Halife’nin yanına koşuyor:
— Ya Emiral Müminin, Bilâl’e emir buyurunda Ezân-ı Muhammediye’yi okusun! Çünkü onun ezânına ne zamandan beri hasretiz. Fırsat bu fırsattır. Herhalde