İtalyan şarkıcısı Giovanna Marini halk türküleri derlemek için köylere gitmiş, bir köyde ağıt dinlemek istemiş. "Niye?" demiş köylüler, "birisi mi öldü?" "Peki bir düğün havası söyleyin" demiş Marine. "Birisi evleniyor da haberimiz mi yok?" demişler. Marini ne kadar uğraşsa da köylülere türkü söyletememiş. Roma'ya dönmüş. Aylar sonra bir telgraf almış o köylülerden. "Birisi öldü. Ağıt söylüyoruz. Acele gel." İşte sır burada. Büyük müziğin sırrı bu!
Koku kavramı portakal çiçeğini de kapsar çöplüğü de. Müzik de böyle. İyi müzik ruhunuzu yükseltir, kötü müzik ise işkencedir.
Arabesk şarkılar duygulu değil, duygusal! Ve duygusallık da duyguyu öldüren en önemli saptırma. Derin duygular içinde yaşayan insanlar bu yapay duygusallığı görmeye dayanamaz! Böyle giderse, yeni yetişenler, bu parçaları aşk şarkısı sanacak. Aşk da unutulacak bu memlekette.
Bemol ve diyezler hariç, topu topu yedi nota var. Ne çıkarsa ondan çıkıyor. Beethoven da yedi notayı kullanıyor misket havası da... Bu yedi nota içerisinde hangi mahareti gösterebiliyorsun, bütün mesele o.