Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bir diğer tema. Molière'in 400. Yılı: Molière yorumlarını içeriyor... Festival ayrıca tiyatromuzun iki ustasına saygı duruşunda bulunuyor: Yaşasın Demokrasi ile Haldun Taner'e ve Şahları da Vururlar ile Ferhan Şensoy'a... Ortaoyuncular, Ferhan Şensoy'un vefatından sonra Şahları da Vururlar'la sahnelere dönüyor ve tarihi Ses Tiyatrosu da perdelerini yeniden festivalde açıyor. Yerelden evrensele, geçmişten geleceğe köprüler kuran, farklı disiplinleri buluşturan, klasiklere özgün ve cağdas
Sayfa 37 - Tiyatrodur iyidir Erkan CanKitabı okudu
Reklam
ülke olarak dünyanın en büyük tiyatrosu
70 milyon kişilik bir tiyatro bu. Sahnede demokrasi dekoru var,hukuk dekoru, medya dekoru, ekonomi dekoru var. Milliyetçilik,sağcılık, solculuk, sanat, kültür, dincilik, Batıcılık, laiklik; bunlarin hepsi var.Ama bir de bakıyorsunuz ki arkası yok bunların. Seyircinin izlemesi için sadece ön yüzleri hazırlanmış. Şatafatlı dekorlar, oymalar, kakmalar, süslemeler hep seyircide gerçeklik duygusu uyandırabilmek için hazırlanmış.
Remzi KitabeviKitabı okudu
16312 Pdf Var, Pdf okuyan varsa İstediği kitabı indirip atabilirim
1917 Sovyet Devrimi Cilt 1 Gorki vd. Evrensel Basım Yayın.pdf 5,5 MB Kütüphane 1 1917 Sovyet Devrimi Cilt 2 Gorki vd. Evrensel Basım Yayın.pdf 5,7 MB Kütüphane 1 3. Enternasyonal'de Faşizm Üzerine Tartışmalar Belgeler I Dönüşüm Yayınları.pdf 4,1 MB Kütüphane 1 3. Enternasyonal'de Faşizm Üzerine Tartışmalar Belgeler II Dönüşüm Yayınları.pdf 5,2
160 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 saatte okudu
Haldun Taner’in 1953 yılında yazdığı Günün Adamı adlı tiyatrosu, döneminde çok tartışılmış, bir dönem yasaklanmış; dolayısıyla oldukça büyük etkiler uyandırmış bir eserdir. Türkiye Cumhuriyetinin gerçek anlamda çok partili rejime geçtiği ilk yıllarda siyaset hayatını eleştirel bir dille anlatan bu tiyatro, belli ki, bazı siyasetçileri rahatsız
Günün Adamı - Dışardakiler
Günün Adamı - DışardakilerHaldun Taner · Yapı Kredi Yayınları · 201799 okunma
Winston Churchill'in son 100 yılın temel referansı olan "Bir damla petrol, bir damla kandan daha değerlidir!" sözleri, İngiliz aristokrasisinin "Mülk adaletin temelidir!" şiarına gayet de uyuyordu. "Adalet Mülkün Temeliymiş" gibi bir demokrasi tiyatrosu sahneleniyordu.
Reklam
"Demokrasi getiriyoruz" diyerek savaş, kan ve açlık getirenler "sağlık getiriyoruz" diyerek de despotizm ve sansür getirerek hastaneleri küresel şeytanların mezbaha alanları haline getirerek güya tedavi edecekler. ABD'nin Ortadoğu'ya getirdiği neyse Dünya Sağlık Örgütü'nün korona tiyatrosu ile dünyaya yapmak istediği odur."
Kemal Özer
Kemal Özer
Kuklalar Kim? Kuklacı Kim? Kuklalar iplerinin oynatıldığı kadar hareket edebilirler. Kukla yaratanlar ve kukla oynatanlar farkını anlatacağım. Bizden ve çok tanıdık bir konu hiç yabancı değiliz.
İkinci Adam YayınlarıKitabı okuyacak
294 syf.
6/10 puan verdi
·
14 günde okudu
Tarih boyunca, halkların refahı ve huzuru için göreve hazır olduklarını beyan eden ve gerekirse bunu “halk için halka rağmen” parolasıyla icra etmekten çekinmeyen mantığın temsilcileri, Cezayir’de de harekete geçmeyi ulusal bir görev, toplumsal bir ödev bilmişlerdi. Halkın ekseriyeti sandıkta kazandıkları zaferden silah tehdidiyle vazgeçmeye niyetli değildi. Ödenecek bedel acılarla dolu olabilirdi ancak direnişin onurlu havası ülkeyi sarmıştı bile. Kuşkusuz Batı’nın Demokrasi tiyatrosu ilk kez bozulmuyordu lakin asil bir sayfa daha ekleniyordu halkın tarihine filizlenen direnişle. Avrupa’nın “insan hakları ve özgürlükler” maskesini ilk kez indirmediği sır değildi fakat Cezayir direnişi halka halka büyüyen bir mektep, korku duvarlarını yıkan bir sancak gibi gönülleri fethediyordu. Onlar barış zamanı ahlâk ve kural tanımazken, direnişin evlatları savaşta bile bir hukuk olduğunu öğütlüyorlardı dünyanın paslı vicdanına. Kavga bir hukuku ve değeri olanlarla olmayanlar arasında çıkmıştı.
Güller Ağlar Ülkemde
Güller Ağlar ÜlkemdeNehir Aydın Gökduman · Ravza Yayınları · 1996274 okunma
KİTABA ÇELME 2 Mart 1995 Fransız Televizyonu’nun ilginç bir âdeti var: Öğleden sonraki haber bültenlerini sunarken, sunucunun yanına bir yazar konuk olarak oturuyor; haberler, o yazarla söyleşilerek sunuluyor; bu arada, yazarın o sırada yayımlanmış olan kitabı da -roman, deneme, inceleme vs- seyirciye tanıtılıyor. Şu işe bakın, kitabı
Sayfa 209 - İş BankasıKitabı okudu
Reklam
ABD Emperyalist Çakalı da tabiî tüm bunları bilmekte, bu yönden de Tayyip’in ve AKP’giller’in iplerini daha da sıkılaştırmaktadır. Yani onları daha güçlü bir biçimde avucunun içinde ve emrinin altında bulundurmaktadır. Onlara demektedir ki; Bakın, sizin bütün hırsızlıklarınızı, yolsuzluklarınızı, kanunsuzluklarınızı biliyoruz. Bunları açıklasak, siz birkaç hafta bile iktidarda kalamazsınız. O bakımdan da emirlerimize harfiyen uyacaksınız! Bunu aklınızdan hiç çıkarmayın! Zaten nasıl devşirilip iktidara getirildiklerini çok iyi bildikleri için Tayyip ve avanesi; ABD’nin istememesi durumunda iktidarda birkaç hafta bile kalamayacaklarını da adları gibi bilmektedirler. Acı gerçek budur, arkadaşlar... Yine hatırlayalım ki, ABD Emperyalisti sadece iktidarları, emri altında bulundurmakla yetinmez. O haydut, Meclisteki Amerikancı Burjuva Muhalefeti da emri altında bulundurur. Dolayısıyla da Türkiye’nin de içinde bulunduğu İslam Coğrafyasında demokrasi filan yoktur, kesinkes. Bir oyun vardır sadece “Demokrasicilik Oyunu”. Bir tiyatro oynanmaktadır: “Demokrasicilik Tiyatrosu”.
Demokrasi tarafların uzlaşısı değil, birbirlerini öldürmeden kavga edebilmeleri ve bazen ortak paydada buluşabilmeleridir. Bugün demokrasi tiyatrosu izliyoruz, merkez parantezinde sağ ve solda konumlanmak arasında ciddi fark yok. Bu durum siyasetin, farklılığın, taraf olmanın, demokrasinin ve konsensüsün anlamını parçalayarak gelişmiştir.
Sayfa 267 - Phoenix YayıneviKitabı okudu
Düşüncelerimi paylaşmak istedim...
15 TEMMUZ NEDEN TİYATRO? - İKİ YAPI, AYNI ZİHNİYET: TSK Yurtta sulh konseyi olarak devletin bir parçasıdır, HÜKÜMETİN DEĞİL. Bir hükümet ortak olduğu FETÖ gibi bir yapının TSK’ya girmesini sağlamışsa, ortak olduğu için dolayısıyla hükümet TSK’ya girmiş demektir ve böylelikle Yurtta sulh konseyini devletin bir parçası olmaktan çıkarmış hükümetin
Yapay zekâ kariyerlerimiz ve belki de ilişkilerimiz konusunda bizden daha iyi karar alabilir duruma geldiğinde, insanlık ve hayat hakkındaki fikirlerimizin değişmesi gerekecek. İnsanlar hayatı karar aşamalarından oluşan bir tiyatro oyunu şeklinde algılamaya alışık. Liberal demokrasi ve serbest piyasa kapitalizmi bireyleri sürekli dünya hakkında kararlar alan otonom özneler şeklinde görüyor. Shakespeare oyunları ya da Jane Austen romanlarından ucuz Hollywood komedilerine, sanat eserleri genellikle başkahramanın oldukça kritik bir karar almasını gerektiren durumlar etrafında şekillenir. Olmak ya da olmamak. Karımın sözünü dinleyip Kral Duncan'ın canını almak ya da vicdanımın sesini dinleyip hayatını bağışlamak. Mr. Collins'le ya da Mr. Darcy'le evlenmek. Hıristiyan ve İslam teolojileri de benzer bir karar alma tiyatrosu üzerine yoğunlaşır ve ebedi kurtuluşun ya da cehennem azabının doğru tercihi yapmaktan geçtiğini öne sürer.
"Devlet tiyatrosu"nda bir sürü kostüm, dekor ve makyaj malzeme­si vardır; demokrasi, hukuk, kanun, seçim, yargı vs... Bütün bu kos­tüm, dekor ve makyaj malzemelerinin hepsini geçtikten sonra başlar devletin asli ikametgâhı... Sokağa makyajsız çıkan bir devlete en sa­dık vatandaşları da dâhil hiç kimse tahammül edemez. Bu nedenle devlet, en çok parayı makyaj malzemelerine harcar.
29 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.