Türk Milleti geleceğini yeniden öngörmek ve onu yeniden yaratmak zarureti içindedir. * " Yeni Dünya Düzeni " nin ilk ayağı BOP'ta Türkiye'ye biçilen model demokratik bir cumhuriyet değil, içinin ne olduğu belli olmayan " Ilımlı İslam Cumhuriyeti " dir. (Din İSLAM'dır. Ilımlı bir din ne demek? İnsan şeytanlarının diğer dinlerde olduğu gibi kitap ve dinlerinin içini boşaltıp, hurafelerle doldurdukları gibi, bunu İslam' a da yapmak istiyorlar. Nedenini ise kitabın içinde açık bir şekilde anlatılmaktadır. -GG-) * Türk milletinin İslam anlayışı BOP bölgesindeki ülkelerin hepsinden farklıdır. Bu fark günümüzde ortaya çıkmamıştır. 1071 den bu yana Türk-İslam Medeniyeti vardır. * Oryantalist Batı'nın gözünde İslam'ın kalemi de, kılıcı da Türk'tür. Biz kabul etsek de etmesek de bu açık bir şekilde böyledir. Çok merak edenler, " Batı eğitim sistemi"ndeki kitaplara şöyle bir göz atarlarsa bu gerçeği görürler.
Sayfa 348Kitabı okudu
Zengini cesaretlendirin, fakiri koruyun. Sefaleti ortadan kaldırın. Zayıfın güçlü tarafından sömürülmesine bir son verin. Henüz yolda olanın, bir yere gelmiş olana karşı haksız kıskançlığını frenleyin. Emeğe ödenen ücreti doğru aritmetikle ve adaletli biçimde ayarlayın. Çocukların gelişimi için ücretsiz ve zorunlu eğitim sağlayın, insanlığın temelini bilime dayandırın. İnsanların bedenlerini çalıştırırken bilinçlerini de geliştirin. Hem güçlü bir halk hem de mutlu insanlar ailesi oluşturun. Mülkiyeti ortadan kaldırmayın ama demokratik biçimde yayın. Böylece istisnasız her yurttaş kendi topraklarına sahip olsun. İnanırsak zor değil. İki kelimeyle, zenginlik üretmeyi ve paylaşmayı bilin.
Sayfa 1016Kitabı okudu
Reklam
1900-1905 yıllarından başlayarak, işçi ve köylüler arasındaki propaganda iki temel öğretinin sözcüleri tarafından yapıldı: Devletçi sosyalizm ve anarşizm. Devletçi sosyalizm propagandası, sıkı bir şekilde örgütlenmiş olan Bolşevikler, Menşevikler, Sosyalist Devrimciler ve benzeri demokratik parti ve gruplar tarafından yürütüldü. Anarşizm ise, bir
Sayfa 33
Bugün, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü. Tarihi Devletler, önceleri, baskıya dayanan bir anlayışla yönetilmekteydi. Bu anlayışa son vermek amacıyla 1215 yılında İngiltere Kralı'na kabul ettirilen bildiri olan Magna Carta, insan hakları kavramının ilk belgesi sayılır. İnsan hakları konusunda yayımlanan bir diğer önemli bildiri ise, Amerika'da
İKİ YAPAY KİTLE: KİLİSE ve ORDU Kilise ve ordu yapay kitlelerdir. Yani bunları dağılmaktan korumak ve yapısal değişikliklerden esirgemek için belli bir dış zorlamanın varlığı gerekir. Böyle bir kitleye katılıp katılmayacağı genellikle sorulmaz bireye ya da böyle bir katılma bireyin keyfine bırakılmaz. Kitleden ayrılmaya yönelik her girişim kovuşturmaya uğrar ya da şiddetle cezalandırılır... Sözünü ettiğimiz önlemlere başvurularak dağılmaktan korunan bu kitlelerde bazı durumları büyük bir açıklıkla gözlemleyebiliriz; oysa aynı durumlar, öbür kitlelerde çok daha üstü kapalı özellik taşır. Başka bakımdan birbirinden ne denli değişik nitelik gösterirse göstersin, gerek kilise, gerek orduda aynı illüzyon yaşanır. Yani kitlenin bütün bireylerini ayrım gözetmeksizin seven bir başın bulunduğuna inanılır. Bu başrolünü de Katolik kilisesinde İsa, ordu içinde başkomutan oynar. Her şey bu illüzyona (hayale) bağlıdır; ondan el çekilir çekilmez hem kilise, hem de ordu dış zorlamanın elvermesi durumunda çözülüp dağılır hemen. İsa tarafından söz konusu sevgi kesinlikle dile getirilmiştir: "Benim bu en değersiz kardeşlerimden birine ne yaparsanız, bilin ki bana yaparsınız." Cemaatinin bireylerine iyi yürekli bir ağabey gibi davranır İsa, onlar için baba yerini tutan bir kişi rolünü oynar. Dinsel cemaatinin bireylerine yönelttiği istekler, işte bu sevgiden kaynaklanır. Kilisede demokratik bir hava eser çünkü İsa karşısında bütün inananlar eşittir, hepsi onun sevgisinde eşit ölçüde pay sahibidir.
Laiklik Üzerine
Bz Laikliği savunuyoruz. Herkes nasıl inanırsa inanır. Kimse ona karışmaz. İbadetini nasıl yaparsa yapar. Hiç de yapmaz, hiçbir inancı da olmaz. Günde 40 defa da namaz kılar, bin rekât da namaz kılar. Yılın isterse 365 günü oruç tutar, isterse hiç oruçla namazla işi olmaz. Herkesin kendisini ilgilendirir o iş. Devlet bu işlere karışmaz. Hukuk, insanlığın ortak vicdanına, ortak değerlerine uygun olarak oluşturulur. İnsanlığın ortak değerleri var. Toplumsal düzen insanlığın bu ortak değerlerini esas alarak düzenlenir. Ve eğitim de, bilimin ve ortak insanlık kültürünün değerlerine uygun olarak programlanır Laik bir Cumhuriyette. Ve tabiî gerçek devrimciler olarak biz, Uluslararası Proletarya Hareketinin ve Demokratizmin değerlerini, kültürünü bu insanlık değerlerinin en gelişkini ve en üstünü olarak görürüz, kabul ederiz. Ve devrimci demokratik iktidarımızda da ona uygun bir eğitim, kültür, sanat, hukuk vb.programları uygularız. Ama sen mezhepler temelinde böldün, ona göre oluşturdun mu insanların dünya görüşlerini, ruhiyatlarını, değeryargılarını, onları birbirine ömür boyu düşman edersin. Hepsibirbirini kâfir sayar. Bırakalım mezhepleri, tarikatlar bile birbirini kâfir sayıyor. Öyle değil mi? Bunun sonu gelmez... Her tarikatın kendine göre bir şeriatı var. IŞİD’in kadınabakışı farklı, Suudi’nin farklı, Tayyipgiller’in farklı. Bunun hangisi Müslüman? IŞİD’e göre hepsi kâfir. O yüzden din ve inanç sorununun biricik insani çözümü Laikliktir.
Derleniş YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Sınıf esasına göre parti kurmak yasaklandı, sendikacılık tehlikeli bir uğraş halini aldı. Eğitim, laik ve demokratik, Atatürkçü, devrimci kimliğinden saptırıldı. Örneğin Köy Enstitüleri kapatıldı, ilahiyat fakülteleri ve imam hatip okulları açılmaya başlandı.
1.228 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.