Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sevgili Dost, Şu günlerde, "İyi misin?" sorusunu herkes aynı şekilde cevaplıyor: "Bu ortamda ne kadar iyi olunabilirse o kadar iyiyim." İç karartıcı haberler birbiri üstüne bir felaket kolajı gibi yapışıyor. Yapışıyor da çantasını çaldırmamak için trenle peron arasına sıkışıp parçalanan kadın, akşam yemeğini iştahla yememize mani olamıyor. Ormanlara atılan mazlum cesetler, izleyeceğimiz bir futbol maçının keyfine gölge düşürmüyor. Sevdiğimiz insanlara karşı yapılan büyük haksızlıklar karşısında bile, dudaklarımızdan ancak birkaç zayıf cümle dökülebiliyor. Üzüntü kalbe inemiyor, kalp buğzedemiyor. Günün birinde, bir adam Demosten'e gelip dövüldüğünü söyler ve davasına bakmasını ister. Demosten ona, -Dostum, bu sözünüz doğru değil! der. Adamcağız bu sefer sesini yükselterek feryat eder: -Ne yani, beni dövmediler mi! Bu inleyen sesi duyan Demosten, -Hah, şimdi hakaret gören bir adamın halini görüyorum, karşılığını verir. Sevgili Dost, Bir bedenin organları gibi olduğumuz söylenmişti bize ve biz buna inanmıştık. Çünkü bu sözün sahibi Peygamberimizdi. Vücudumuzun bir parçasının geçirdiği rahatsızlık hani bütün vücudu ateşler içinde bırakacak, bütün vücut bu rahatsızlıktan elem duyacaktı? Kol kesilirken dudak gülüyor; ayak kesilirken kollar el çırpıyor; bir göz oyulurken diğer göz futbol maçı izliyor. Bir cinnet olmalı bu!
Sayfa 136
Bugün yazmak değil, konuşmak istiyorum seninle; ruhun yüksek sesiyle konuşmak. Kaltizatüs'ün nutkunu dinleyen Demosten gibi günlerce, yapamayacağını düşündüğü bir konuşma için hazırlandıktan sonra, bir gün ağzındaki çakıl taşını fırlatarak bağıra bağıra dalgalarla konuşmak.
Sayfa 174Kitabı okudu
Reklam
Çağımız, ataerkil ahlak anlayışını, bunun amacını anlayan ve gerçeklerle yüzyüze* gelmekten kaçınmayan Greko-Romen dünyasından, doğrudan doğruya almış değildir. Demosten, "Zevkimiz için cariyelerimiz, bedenimizin günlük ihtiyaçları için odalıklarımız, meşru çocuk sahibi olabilmemiz ve evimizin yönetilmesi için de karılarımız var," demişti.
Sayfa 54 - SayKitabı okudu
DR. RIZA NUR'UN HATIRATINDAN MUKTEBES
İşleyen demir ışıldar derler. Doğrudur. İnsan çalışma ve idman ile hemen her şey olur. Şu, bu olmak, mesela hatip olmak isteyen olamam diye me'yus olmasın. İdman ile olur. Vâkia hatiplik hak vergisidir Ama böylesi de çalışmazsa iyi hatip olamaz. Kendisinde hak vergisi olmayan da çalışma ile fevkalâde hatip olamazsa da sayılı hatiplerden olur. Eski Yunan'ın en meşhur hatibi Demosten kekeme imiş. Nutuk söylemek istemiş, söyleyememiş, rezil olup forumdan çekilmiş. Sonra idmana başlamış. Deniz kenarlarına gider dalgalara nutuk söylermiş. Ağzına çakıllar alır, bir şeyler söyler ve yaparmış. Nihâyet en iyi hatip olmuş, o vakit Yunanistan'ı zaptetmek isteyen Makedonya Kralı İkinci Filip aleyhine meşhur nutuklar söylemiştir ki; bunlar el'ân « filipik » adıyla meşhurdur .
Sayfa 157 - SEBİLKitabı okudu
Haydi kendimize gelelim !!
Felsefesi, hitabeti, güzel sanatları hepsi birer muazzam (aksiyon) eseri... (Demosten)... Dünyanın en büyük hatibi tanınan... Ferdî bir (aksiyon)la, kelâm harikasiyle yığınları gütmek sanatına ermiştir. Şöyle ki, bu adam kekemeydi... Ağzına çakıl taşları doldurur, kıyılarda, deniz kenarlarında gezer, dalgalara doğru konuşurdu... Şu cehde, şu azme bakın! Konuşa konuşa kekemeliğini yendi ve Isparta-Atina harplerinde bütün Atinalıları sevk ve idare eden o meşhur, sürükleyici belâgatina erdi. İşte, içli dışlı bir (aksiyon) tecellisi!..
Demosten
"Hayatta en kolay şey, insanın kendini aldatmasıdır; zira her insan istediği şeyin genellikle gerçek olduğuna inanır."
Sayfa 124 - Şule YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Günün birinde, bir adam Demosten'e gelip dövüldüğünü söyler ve davasına bakmasını ister. Demosten ona, - Dostum, bu sözünüz doğru değil! der. Adamcağız bu sefer sesini yükselterek feryat eder: - Ne yani, beni dövmediler mi! Bu inleyen sesi duyan Demosten, - Hah, şimdi hakaret gören bir adamın halini görüyorum, karşılığını verir. Sevgili Dost, Bir bedenin organları gibi olduğumuz söylenmişti bize ve biz buna inanmıştık. Çünkü bu sözün sahibi Peygamberimizdi. Vücudumuzun bir parçasının geçirdiği rahatsızlık hani bütün vücudu ateşler içinde bırakacak, bütün vücut bu rahatsızlıktan elem duyacaktı? Kol kesilirken dudak gülüyor; ayak kesilirken kollar el çırpıyor; bir göz oyulurken diğer göz futbol maçı izliyor. Bir cinnet olmalı bu!
Demosten'in de dediği gibi: "Bir fıçının çatlak olup olmadığı nasıl ki çıkardığı sesten anlaşılırsa insanların da akıllı mı, ahmak mı olduğu ağızlarından çıkan kelimelerle anlaşılır."
Perikles konuştuğunda insanlar "ne de güzel konuşuyor" dedi ama Demosten konuştuğunda, insanlar " Hadi yürüyelim" diyerek coşkuyla zafere koştu. Paul LeRoux- Sunum Stratejileri
Sevgili Dost, Şu günlerde, "İyi misin?" sorusunu herkes aynı şekilde cevaplıyor: "Bu ortamda ne kadar iyi olunabi­lirse o kadar iyiyim." İç karartıcı haberler birbiri üstü­ ne bir felaket kolajı gibi yapışıyor. Yapışıyor da çantası­nı çaldırmamak için trenle peron arasına sıkışıp parça­lanan kadın, akşam yemeğini iştahla yememize mani olamıyor. Ormanlara atılan mazlum cesetler , izleyece­ğimiz bir futbol maçının keyfine gölge düşürmüyor. Sevdiğimiz insanlara karşı yapılan büyü k haksızlıklar karşısında bile, dudaklarımızdan ancak birkaç zayıf cümle dökülebiliyor. Üzüntü kalbe inemiyor, kalp buğ­zedemiyor. Günün birinde, bir adam Demosten'e gelip dö­vüldüğünü söyler ve davasına bakmasını ister. Demos­ten ona, -Dostum, bu sözünüz doğru değil! der. Adamcağız bu sefer sesini yükselterek feryat - Ne yani, beni dövmediler mi! eder: Bu inleyen sesi duyan Demosten, - Hah, şimdi hakaret gören bir adamın halini gö­rüyorum, karşılığını verir .
41 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.