Neden bu durumlarda olduğumuza dair....
Demek Edirne Medresesinecek uzandı elleri ol zındıkların. Yazık...Üzüldüm Molla karındaşım. Başka anlamlar vermeye hiç gerek yok. Nereye gittimse, o Sokrates imansızının fikirleriyle savaşmayı kendime borç bildim... Her gittiğim yerde, Aristo, Demosten gibi Hristiyanlıktan bile önce, insanları kendilerinin Tanrılığına inandırmak istemiş birkaç fersudeye dayandıklarını gördüm... Anlattım onlara ki, bu bilimler, Kur'an yeryüzüne indirildikten sonra geçmiştir. Hiçbir değeri kalmamıştır...
Eflatun'un Demosten'e mektup yazdığı bilinse de mektup türünün iyi örnekleri yokmuş Eski Yunan'da. Latinlerde gelişmeye başlamış; Cicero en büyük usta.
Sayfa 8 - ŞULE YAYINLARI
Reklam
Kekemeliğini ağzına aldığı küçük çakıl taşları ile düzelten Demosten:
Bir fıçının çatlak olup olmadığı, nasıl çıkardığı sesten anlaşılırsa, insanların da akıllı mı yoksa ahmak mı oldukları ağızlarından çıkan kelimelerle anlaşılır.
Günün birinde, bir adam Demosten'e gelip dövüldüğünü söyler ve davasına bakmasını ister.Demosten ona: - Dostum, bu sözünüz doğru değil! der. Adamcağız bu sefer sesini yükselterek feryat eder: - Ne yani, beni dövmediler mi! Bu inleyen sesi duyan Demosten: - Hah, şimdi hakaret gören bir adamın halini görüyorum, karşılığını verir.
Demosten...
"Bir fıçının, çatlak mı yoksa dolu mu olduğu, nasıl çıkarttığı sesten anlaşılırsa, bir insanın da ahmak mı yoksa akıllı mı olduğu konuştuğu kelimelerden anlaşılır..."
Hayat Yayın GrubuKitabı okudu
Bir fıçının çatlak olup olmadığı, nasıl çıkardığı sesten anlaşılırsa, insanlarında akıllı mı, yoksa ahmak mı oldukları ağızlarından çıkan kelimelerle anlaşılır. Demosten
Sayfa 248Kitabı okudu
Reklam
Bir fıçının çatlak olup olmadığını, nasıl çıkardığı sesten anlaşılırsa, insanlarında akıllı mı, yoksa ahmak mı oldukları ağızlarından çıkan kelimelerle anlaşılır. Demosten
Sayfa 317Kitabı okudu
Sevgili Dost, Şu günlerde, "İyi misin?" sorusunu herkes aynı şekilde cevaplıyor: "Bu ortamda ne kadar iyi olunabilirse o kadar iyiyim." İç karartıcı haberler birbiri üstüne bir felaket kolajı gibi yapışıyor. Yapışıyor da çantasını çaldırmamak için trenle peron arasına sıkışıp parçalanan kadın, akşam yemeğini iştahla yememize mani olamıyor. Ormanlara atılan mazlum cesetler, izleyeceğimiz bir futbol maçının keyfine gölge düşürmüyor. Sevdiğimiz insanlara karşı yapılan büyük haksızlıklar karşısında bile, dudaklarımızdan ancak birkaç zayıf cümle dökülebiliyor. Üzüntü kalbe inemiyor, kalp buğzedemiyor. Günün birinde, bir adam Demosten'e gelip dövüldüğünü söyler ve davasına bakmasını ister. Demosten ona, -Dostum, bu sözünüz doğru değil! der. Adamcağız bu sefer sesini yükselterek feryat eder: -Ne yani, beni dövmediler mi! Bu inleyen sesi duyan Demosten, -Hah, şimdi hakaret gören bir adamın halini görüyorum, karşılığını verir. Sevgili Dost, Bir bedenin organları gibi olduğumuz söylenmişti bize ve biz buna inanmıştık. Çünkü bu sözün sahibi Peygamberimizdi. Vücudumuzun bir parçasının geçirdiği rahatsızlık hani bütün vücudu ateşler içinde bırakacak, bütün vücut bu rahatsızlıktan elem duyacaktı? Kol kesilirken dudak gülüyor; ayak kesilirken kollar el çırpıyor; bir göz oyulurken diğer göz futbol maçı izliyor. Bir cinnet olmalı bu!
Sayfa 136
Çağımız, ataerkil ahlak anlayışını, bunun amacını anlayan ve gerçeklerle yüzyüze* gelmekten kaçınmayan Greko-Romen dünyasından, doğrudan doğruya almış değildir. Demosten, "Zevkimiz için cariyelerimiz, bedenimizin günlük ihtiyaçları için odalıklarımız, meşru çocuk sahibi olabilmemiz ve evimizin yönetilmesi için de karılarımız var," demişti.
Sayfa 54 - SayKitabı okudu
Demosten
"Hayatta en kolay şey, insanın kendini aldatmasıdır; zira her insan istediği şeyin genellikle gerçek olduğuna inanır."
Sayfa 124 - Şule YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Haydi kendimize gelelim !!
Felsefesi, hitabeti, güzel sanatları hepsi birer muazzam (aksiyon) eseri... (Demosten)... Dünyanın en büyük hatibi tanınan... Ferdî bir (aksiyon)la, kelâm harikasiyle yığınları gütmek sanatına ermiştir. Şöyle ki, bu adam kekemeydi... Ağzına çakıl taşları doldurur, kıyılarda, deniz kenarlarında gezer, dalgalara doğru konuşurdu... Şu cehde, şu azme bakın! Konuşa konuşa kekemeliğini yendi ve Isparta-Atina harplerinde bütün Atinalıları sevk ve idare eden o meşhur, sürükleyici belâgatina erdi. İşte, içli dışlı bir (aksiyon) tecellisi!..
Demosten;
“Zevkimiz için cariyelerimiz, bedenimizin günlük ihtiyaçları için odalıklarımız, meşru çocuk sahibi olabilmemiz ve evimizin yönetilmesi için de karılarımız var.”
Sevgili Dost, Şu günlerde, "İyi misin?" sorusunu herkes aynı şekilde cevaplıyor: "Bu ortamda ne kadar iyi olunabi­lirse o kadar iyiyim." İç karartıcı haberler birbiri üstü­ ne bir felaket kolajı gibi yapışıyor. Yapışıyor da çantası­nı çaldırmamak için trenle peron arasına sıkışıp parça­lanan kadın, akşam yemeğini iştahla yememize mani olamıyor. Ormanlara atılan mazlum cesetler , izleyece­ğimiz bir futbol maçının keyfine gölge düşürmüyor. Sevdiğimiz insanlara karşı yapılan büyü k haksızlıklar karşısında bile, dudaklarımızdan ancak birkaç zayıf cümle dökülebiliyor. Üzüntü kalbe inemiyor, kalp buğ­zedemiyor. Günün birinde, bir adam Demosten'e gelip dö­vüldüğünü söyler ve davasına bakmasını ister. Demos­ten ona, -Dostum, bu sözünüz doğru değil! der. Adamcağız bu sefer sesini yükselterek feryat - Ne yani, beni dövmediler mi! eder: Bu inleyen sesi duyan Demosten, - Hah, şimdi hakaret gören bir adamın halini gö­rüyorum, karşılığını verir .
Demosten'in de dediği gibi: "Bir fıçının çatlak olup olmadığı nasıl ki çıkardığı sesten anlaşılırsa insanların da akıllı mı, ahmak mı olduğu ağızlarından çıkan kelimelerle anlaşılır."
41 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.