Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.12
Adem iki köpeği ile dağ başında bir evde yaşamaktadır. İki evlilik yapmıştır. Yönetmenliği bırakıp inzivaya çekilmiştir. Eski karısı İnci vesilesiyle katıldığı bir sergide alkolün etkisiyle tanıştığı Berna Eva Kırat ile sohbete başlar ve bir anda kendisine aynı evde yaşamaya teklif eder. Sebebi yalnız ölmemek içindir. Berna Eva Kırat taklifi düşünür toparlandığı gibi Adem'in evine gider. Adem akolün etkisiyle yaptığı tekliften anlık pişman olsa da bir hafta deneme sürecine girerler. Bu sırada Adam'i rahatsız eden karanlık bir kadın vardır. (Çoookk korkulacak bişe yok içiniz rahat olsun). Uykuya dalacağı zaman ortaya çıkar. Önce sesleriyle rahatsız etmeye başlar. Adem duymamazlıktan gelir ama sonrasında daha da rahatsız edecektir. Adem'in iki köpeğinin bir gece katledilmesiyle olaylar büyür ve içinden çıkılamaz bir hal alır.
Karanlık kadının yaptığını bilen Adem avukatılığını yapan eski karısı İnci'ye anlatır. Berna olan biteni anlamaya çalışırken Adem'le daha zor günler onu bekliyordur.
Karanlık kadın Adem'den ne istiyor?
Berna ve Adem neler yaşayacak?
Avukat İnci, Adem hakkında bildiklerini Berna'ya anlatacak mı?
Müthiş bir sonla bitirdim kitabı. Adem'in ruhsal durumu, yaşadığı iç savaş çok güzel anlatılmış. Okurken birer birer sahnelendi satırlar zihnimde. Psikoloji, gerilimle bezenmiş bir kurgu.
Gerilim türü okuyamayan biriydim ama bu eser bendeki o korkuyu yendi. Sevenler için güzel bir tavsiye bırakıyorum buraya okumalısınız
Herkese merhaba,iyi akşamlar dilerim.Bu akşam sizlere Bertrand Russell’in Sorgulayan Denemler isimli eserinden bahsetmek istiyorum. Kitap 17 adet denemeden oluşmaktadır.Dili sade ve anlaşılır.Özellikle bazı denemeleri çok beğendim.Bunlar iyi insanların yol açtıkları kötülükler, Özgür düşünce ve propoganda, Toplum içinde özgürlük, Eğitimde özgürlük ve Otorite.Kitap bana Özgürlük Üzerine Kitabını anımsattı.Ayrıca özgürlüğün anayasası ve Dar Koridor kitapları da bu konularda okunabilecek faydalı kitaplardır.
Pek çok toplumsal probleme eğilmiş. Bazı problemlere dikkat çekmekle birlikte bazılarına çözüm önerileri getirmiştir. Özgür düşünceye tüm tabu ve inançlardan(dinlerden) sıyrılarak ulaşılabileceğini belirtiyor. Bilimsel düşünüşle ilgili bazı yöntem ve kavramların zihninize oturması için güzel ve önemli bir kitap. Yazarın toplumsal yönetim ve dünya siyaseti için düşündüğü çözümler bana bazı noktalarda naif gelmişti. Joseph Conrad'da Russell'ın yazdıklarına karşılık "dünyayı kaos'un yönettiğine" dair olan inancını dile getirmişti. Bu düşüncelerin içine girmek oldukça keyifli.
Sosyoloji okumayı sevdiğim için ne zamandır okumayı istediğim ve sonunda okuduğum bir eser. Russell'ın deneme türünde kaleme aldığı, okuyanların kendilerini gerçek anlamda düşünürken ve sorgularken bulacakları bir başyapıt. Bu türü severlere kesinlikle tavsiye olunur.
Selammm, bugün sizlere George Orwell'in yazmış olduğu Wigan İskelesi Yolu kitabı ile geldim. Yazarın okuduğum dördüncü kitabı ve bu eserinde de yine harikalar yazmış. Yazarın kalemine okudukça alışıyorum ve her kitabını büyük bir merakla okuyorum. Bu kitabı ise deneme/anı/belgesel tarzında yazılmış.. Yazar her kitabında olduğu gibi sınıf ayrımına ve sosyalizime değinmiş. George Orwell kitaplarını sevenlere Tavsiye ederim..
Yüksek Kader, yazarın kendisinin de adlandırdığı gibi ülkede 14 Eylül 2016 ile 9 Eylül 2017 yıllarında meydana gelen olayların deneme yazılarından oluşuyor. Çoğunlukla 15 Temmuz darbe girişiminden söz etmiş Tenekeci. Çok çeşitli yazarlardan alıntılar da vardı denemelerinde. Hoş olmuş. Tanışmış olduk. Denemeler kısa olmasına rağmen bir türlü bitiremedim. "Samimiyetinden şüphe edemem" ama sanırım üslubu bana hitap etmedi. Bereket ki kitabı bitirebilidim. Çok sıkılarak yaptığım bir okuma oldu maalesef. Öyle ki kitabı okurken uygulamaya 'beğenmedi' butonu koymaları gerektiğini düşündüm. Aslında şiirleriyle gayet iyi anlaşmıştık yazarın. Ama denemelerini sevemedim. Deneme severlere tavsiye edemeyeceğim bir kitap.
İsyan ve İhanet adında tarihî kurgu kitabıyla geldim bugün... Çok kurgu denemez aslında ama nasıl adlandıracağımı bilemedim. Kraliçe Elizabeth ve Mary Stuart arasında olan olaylar oldum olası ilgimi çekmiştir ve bu kitapta fazlaca aradığımı bulduğumu söyleyebilirim. Kitabın sayfalarında çok hasar vardı ve geri iade yapmak istemediğim için uzun süre erteledim okumayı ama artık okuma vaktim gelmişti. Mary Stuart genel olarak tarihte en sevmediğim kadın karakterlerden biri olmakla birlikte bu kitapta da kendisini sevmedim ve sevmeyi de çok beklemiyordum. Elizabeth'in ağzından yazılmış olması kitabı daha ilgi çekici ve akıcı bir hale getirdi. 200 sayfalık bir kitap yanılmıyorsam... Tam net hatırlamıyorum sayfa sayısını ama bir iki saatte bitirmeniz mümkün. Anne Boleyn adı her geçtiğinde Elizabeth'in yaşadığı o duygu değişimini iliklerime kadar hissettim ve ben de en az onun kadar etkilendim Anne Boleyn adını duyduğumda... Tarihte herkesin mutlu bir sonu yok elbette ama mutlu bir sonu hak eden çok kişi var. Size tavsiyem şudur ki 8. Henry,Anne Boleyn, Kraliçe Elizabeth ve Mary Stuart hakkında bir şey bilmeden okumamanız. Anne Boleyn ile ilgili bir belgesel izleyin zaten saydığım bu kişiler hakkında az çok bilgi edineceksiniz. Tarih sevenlere şiddetle tavsiye ederim.
"O ağrıya alışkanlığım öyle güçlüydü ki, artık sahip olmadığım için üzülecektim neredeyse. Şimdiye dek günlüğüme yazdığım her satırı, o ağrıyla, o ağrının yardımıyla yazmıştım."
Büyük değişimleri, büyük ağrılar sayesinde gerçekleştiririz. Önce hafif bir sızı, zamanla şiddetini arttırır ve ağrı dayanılmaz bir noktaya gelir. Ya o ağrıyla yaşamayı öğreneceğiz ya da o ağrıdan beslenerek onu yeneceğiz. Ağrısı, okuyucuya ilham olan bir kalem Anıl Alacaoğlu.
Aşık Kadınlar sayesinde tanıştım yazarla. Çevirmenliği harikuladeydi. Jelinek gibi sert ve keskin bir yazarı, sınırlarına dokunmadan fakat kendi tarzını serpiştirerek çok iyi anlatmıştı. Yazdığı önsöz ile de, her işine koşulsuz güvenebileceğimi gösterdi.
Gelelim Başka Yasalar'a...
8 öyküden oluşan bu kitapta; toplumda yer edinmiş, edinememiş, edinmekte olan karakterleri görüyoruz. Her bir öykü kendi içinde müthiş bir hiciv bence. Aile, iş, aşk, birey, var olma sancısı... Her bir öykünün alt metni çok kuvvetli. Tüm bunlar, akıcı ve sade bir dille yazılmış.Sadeliğin vurucu olduğu nadir eserlerden.
En çok hangi öyküleri sevdiğimi sorarsanız da; Ağrı, Kötülük ve Uşağın Emri.
Klasik öykücülükten uzak, okuyucuda bildiklerini onu rahatsız ederek hatırlatan bir kalem Alacaoğlu. Öykü okumayı sevenler ve farklı tatlar denemek isteyenler için canı gönülden tavsiye ederim.
