Sınırları Aşmak
- insan, sınırlar içinde mutlu mesut yaşamaya değil, sınırlarını aşmaya ve yenilikler keşfetmeye ayarlı özel bir varlıktır. - Rahatlık(konfor), uyuşturur! - Sorun, sürpriz, rahatsızlık ve zorluklar beynimizin uyanık kalıp çalışması için gereklidir. - Hayatta olmak demek iniş çıkışlar yaşamak, dengesizlikler içinde denge bulmak demektir. Her şeyi dengeli bir hayat bize göre değildir ve ölümle eş değerdir. - İnançlar ne üzerine kurulu olurlarsa olsunlar, manevi boşluğun ve hayattaki anlam sorununun en etkin çözüm yollarıdır. - İnançlarımızı başkalarına anlatarak onlara iyilik yaptığımızı düşünürüz. Fakat başkaları bize inançlarını anlatmaya başladıklarında bunu “dayatma” ve “kötülük” olarak algılama ihtimalimiz pek yüksektir. - İnançlar, yaşama dair anlam çerçeveleridir. Sadece zemini oluştururlar. İnancı olmayanlar için yaşama devam etmek eziyete dönüşür. İnanç, insanın varoluşuna ait en temel ihtiyaçlarından biridir. - Neyin içine doğduysak, ona tâbi olur veya ondan kaçmak için enerji harcarız. - Farklı inanç gruplarına baskı aracına dönüşen her türlü inanç veya inançsızlık insanlık suçudur ve sonuna kadar mücadele edilmesi gereken bir toplumsal kanser tipidir. - Uygulamaları eleştirebiliriz ama inançları asla! Başkalarının inancının geçerliliği, hakikatle olan ilişkisi, mantıksal veya kanıta dayalı olma derecesi bizim sorgulamamıza açık konular değildir. -İnançların tartışma, siyaset veya ihtilaf konusu olarak ortaya geldiği her dönemde ise buna maruz kalan toplumlar hastalanır. Sinan Canan İFA- Sınırları Aşmak
816 syf.
10/10 puan verdi
·
7 günde okudu
EÜZU BİLLAHİ MİNEŞ-ŞEYTANİRRACİM BİSMİLLAHİRAHMANİRRAHİM diyerek, ne olur ne olmaz Şeytan'ın etkisini en asgari düzeye indirmek için Besmele çektikten sonra... En yüzeysel haliyle, ABD'li psikolog Philip Zimbardo'nun bir grup öğrenciyle yaptığı Stanford hapishane deneyini ve bu deneyle ilgili ortaya çıkan insana dair bulgulardan,
Şeytan Etkisi
Şeytan EtkisiPhilip Zimbardo · Say Yayınları · 2017171 okunma
Reklam
Denge - ilerlemeci sınırlar
Ebeveynlerin pek çok konuda endişelenmeleri gerekir. Çocuğunuz hiç öfke krizi geçirmediyse endişelenirsiniz ama çok fazla öfke krizi geçiriyorsa ve tepkisel bir aşamada kalmışsa da endişelenmeniz gerekir. Sevgi dolu ve kararlı bir pozisyon alarak, çocuğunuzun tepkisel sınırlarından sevgiye ve gerçekliğe dayalı ilerlemeci sınırlara doğru giderek olgunlaşmasını sağlayabilir, hayatının, karakterinin ve ahlakının kontrolünü eline almasına yardımcı olabilirsiniz.
Sayfa 222 - Diyojen YayıncılıkKitabı okudu
MODERN İNKARCILIĞIN İÇ YÜZÜ, YADA BİLİM DİNSİZLİĞİN MALI DEĞİLDİR Algı yanılmalarına maruz kalarak ideoloji ve felsefe ile karışık bir şekilde sunulan bilimi kısaca “seküler bilim” olarak tanımlayacağız. Seküler bilim, yaratılışı tabiata ve sebeplere verir. Seküler bilim yaratılışı açıklarken “usturuplu ifadeler” kullanır. Örneğin “Açıkladık,
Denge
Çocuğa deneyim kazanması için çok az özgürlük verilirse, sonsuza dek bir çocuk olarak kalabilir. Fazla özgürlük verilirse, çocuk kendisine zarar verme tehlikesi altına girer. Dolayısıyla, özgürlüğün ve sınırların dengelenmesi, çocuk yetiştirmede önemli bir gorev haline gelir.
Sayfa 24 - Diyojen YayıncılıkKitabı okudu
Bilgiye Çok Hızlı Erişiyoruz Ama Mutlu Değiliz!
Dijital Çağın Paradoksu: Bilgiye Çok Hızlı Erişiyoruz Ama Mutlu Değiliz! Hem bilgiye çok hızlı erişip hem de mutlu olmanın formülü nedir? Hızlı internet, akıllı telefonlar, yapay zeka uygulamaları hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geldi. Dünyanın her köşesindeki bilgilere anında ulaşabiliyoruz. Ancak bu bilgi bolluğu, beklenmedik bir
Reklam
Genel Kültür, İdealizm, Materyalizm…
_Evrimsel Psikoloji_ _Beynimiz evrimleşiyor. Artık, mağara adamları gibi kadınların başına vurup saçlarından sürüklemek yerine kulaklarına güzel saçmalıklar, boş şeyler fısıldıyoruz. Çağ’a uyum sağlayamayan medeniyetsizler ise doğal seçilimle elenmeye başlıyor. _Evrimsel psikoloji, insanın sinir sisteminin doğurduğu davranışların evrimsel
Bilgiye Çok Hızlı Erişiyoruz Ama Mutlu Değiliz!
Dijital Çağın Paradoksu: Bilgiye Çok Hızlı Erişiyoruz Ama Mutlu Değiliz! Hem bilgiye çok hızlı erişip hem de mutlu olmanın formülü nedir? 21.yüzyılın başlangıcından itibaren, bilgiye erişimde yaşanan devrim, sizin de hayatınızı kökünden değiştirdi mi? İnternetin yaygınlaşması ve akıllı telefonların hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline
"Cinsellik: - Yetişkin olmayı başarmak. - Ötekilere olumlu ilişkiler sürdürebilmek. - Kendi merkezinden uzaklaşmayı, bir zincirin halkası olmayı, çocuklarla meşgul olmayı başarmak. - Duygusal anlamda tatmin olmak. - Zevk ve sınırlar arasında bir denge kurmayı başarmak. - Hayatın farklı alanlarını birbirine uyumlu bir sekilde eşit parçalara bölmek: Aile, iş hayatı, cinsellik.. - Cinsel içgüdüye hakim olmak: Bizi yönetmesine izin vermemek, ondan korkmamak ve onu bastırmaktan memnun olmamak, gerektiginde onu yüceltebilmek. - Bazı yasakları içselleştirmek, hayal kırıklığını kabul etmek ve aynı zamanda aşırı bir suçluluk duygusuyla acı çekmemek. - Güzel bir yaşam enerjisiyle hayatın diğer önemli alanlarını da besleyerek zevk almak, kendi kişisel kimliğinin bilincinde olarak kültürel çevreye iyi bir şekilde entegre olmak ve tüm bunların üstüne, tabii ki, eğlenmek demektir!"
Öğretmenin değerleri: 1. Hakikat saygısı ve sevgisi; 2. Sınırlar ve sorumluluk bilinci; 3. Şevkle gayret etmek; 4. Sevgi; 5. Güven; 6. Hizmet etme bilinci; 7. Teşekkür etmek, şükür bilinci; 8. İç huzuru; 9. Denge; 10. Empati; 11. Adil olmak; 12. Dürüstlük; 14. İşbirliği.
Sayfa 115 - Final Kültür Sanat YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Süper kahraman filmleri izlenmesin mi? Yaşa uygun sınırlarda ve sürekli olmamak koşuluyla neden olmasın. Tüm sır dengede. Yaşına ve gelişimine uygun sınırlar içerisinde belirli bir denge içinde sunulan televizyon programları çocuğunuzu olumsuz etkilemeyecektir. Ama günde beş kere süper kahramanın elinde pompalı tüfeği ile dünyayı kurtardığını izlerse çocuğunuzun gelişiminin tehlike altında olduğunu söylemek için sihirli bir künyeye ihtiyaç yoktur.
Daha iyi yarışına kapılmış bir toplumda, değişmeye konacak sınırlar bir tehdit olarak görülür. Bedeli ne olursa olsun daha iyiye adanmışlık, hangi bedel ödenirse ödensin iyiyi imkânsız kılar. Kullanılan malları yenileyememek, mümkün olana ilişkin beklentiyi engeller, bu malların yenilenmesiyse erişilmesi imkânsız ilerleme beklentilerini güçlendirir. Sahip oldukları şeyler de, elde etmek üzere oldukları da insanları eşit ölçüde huzursuz kılar. Hızlanarak artan değişme, hem alışkanlık yaratıcı hem de dayanılmaz olmuştur. Bu noktada istikrar, değişme ve gelenek arasındaki denge altüst olur; toplum hem ortak anılarıyla bağını hem de yenilik için dayanaklarını yitirmiştir. Emsallere dayanan yargı, değersiz kalmıştır.
Sayfa 102Kitabı okudu
135 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.