Atsız’ın Atatürk hakkındaki görüşleri inişli çıkışlıdır. 1930’ların ilk yarısında sık sık, Atatürk’ü yücelten ifadeler kullanmış, 1950’lerde bazı olumsuz görüşler ileri sürmüş, 1960’tan itibaren de Atatürk’e olumlu gözle bakmış, onu tarihimizin kahramanları arasında saymıştır. Atsız’ın Atatürk, cumhuriyet ve inkılaplarla ilgili görüşlerini tarihî
Okuyan arkadaşlara soruyorum sizce ,çocuğun adı mı yoksa acıların adı mı konulmamış?
Yüreğimi parçaladın be çocuk. Kitabın sonu tarif edilmez.
Kitabın adı "Beyaz Gemi" ama ben sandım ki, "Deniz Kıyısında Koşan Ala Köpek " benzeri bir kitap , hikaye bir gemide geçiyor sandım. Beyaz gemiden çok az bahsedilmiş.
Çocuk: 8
İngiliz edebiyatının başyapıtlarından biri olan Deniz Feneri, son derece basit olay örgüsünün ardında yaratıcısının özyaşamının ayrıntılarını, toplumsal meselelere ilişkin sorgulamalarını, içgözlemlerini ve derin felsefi gizemleri barındırır.
Deniz Feneri ’nin merkezinde 1. Dünya Savaşı’nın öncesinde ve sonrasında İskoçya’nın Skye Adası’ndaki evlerinde kalan Ramsay ailesi ve konukları vardır. Çocuklar oynarken, yetişkinler sohbet eder, düşüncelere dalar ve keşiflerde bulunur. Yapıtın roman türünde alışık olduğumuz anlatı sürekliliğini kesintiye uğratan yapısı ve her bir anlatıcının kendi bilinç akışının perspektifiyle çözülen olay örgüsü, bir deniz fenerinin kendi ekseni etrafında dönen ışığını andırır.
Deniz FeneriVirginia Woolf · İş Bankası Kültür Yayınları · 20215,9bin okunma
Kitap Yorumu//Deniz Feneri-Viriginia Woolf
.
Virginia yazım sitili zor olan yazarlardan biri. Karakterlerin iç düşünceleri, mehakimleri o kadar fazla ki bazen kim ne düşünüyor karıştırabiliyorsunuz. Satır aralarına serpiştirilmiş kendi kendilerine konuşmaları inanılmaz fazla. Kişi analizleri mükemmel öncelikle. Sadece bir deniz fenerine gitmek üzerine 320 sayfalık bir kitap yazmak gerçekten büyük bir deha gerektirir. Ana konu küçük James’in Deniz Feneri’ni görmeye gitmek istemesine kurulu. Fakat ana konunun altında erkeklerin kadınları küçük görüşü, kadınların sadece anneliği, eşliği yüksek mertebe olarak kabullenip başka işlerle uğraşmak istemeyişi, uğraşanların ise hor görülmesi, bireyselliği savunan kendine güvenen kadınların hoş karşılanmaması o kadar ince eleştirilmiş ki.! “Kadınlar yazı yazamaz, düşünemez, konuşamaz” iddiaları o kadar güzel hicvedilmiş ki.!
.
Viriginia Woolf’un sağlam kişiliğini, döneminde yaşamış nadir kadın yazarlardan oluşunu bilen bilir. Viriginia feministtir. Kadınları hor görenleri eleştirir. Kadınları ezmeye çalışanlara yazarak cevap verir. Şu cümlesiyle de zaten düşüncelerini çok net ortaya koyar; “Kadının varlığına katlanamayan zihniyet; elbette onun yazmasına, okumasına, düşünmesine de karşıdır.” Viriginia edebiyat dünyasının değerli zekası.. Biz kadınlar okuyoruz, düşünüyoruz, konuşuyoruz ve başarıyoruz..! Gözün arkada kalmasın..! ️
Deniz FeneriVirginia Woolf · İş Bankası Kültür Yayınları · 20215,9bin okunma
Karşıdan karşıya geçti aşk
Önce sana baktı sonra sana sonra yine sana
Ve işte yüzüm yenişemeyen boksörler gibi
Fırtınası alınmış bir deniz, tende güzel duran yara.
Ben çevirmenden dolayı yorucu bir dile sahip olduğunu düşünüyorum. Belki ters bi zamanda okudum bilemiyorum ama başka bir yayınevi tercih edilmeli. Bu kadar yorulduğum başka bir kitap yoktu sanırım ve ben bunu çevirmene bağlıyorum yazara değil.
Deniz FeneriVirginia Woolf · İş Bankası Kültür Yayınları · 20215,9bin okunma
Balık tuttuk yiyen ölür.
Elimize değen ölür.
Bu gemi bir kara tabut,
lumbarından giren ölür.
Balık tuttuk yiyen ölür,
birden değil, ağır ağır,
etleri çürür, dağılır.
Kitap, Ramsey ailesi ve onların etrafındaki kimselerin de bulunduğu sınırlı bir mekanda geçen olay örgüsüne sahip. Virgina Wolf bu kitabında James Joyce ve William Faulkner gibi romanlarında "bilinç akışı" iç monolog tekniğini kullanmakta, V.Wolf'un Deniz Feneri daha önce okudugum Ulyyses(joyce) ile Ses ve öfke (Faulkner) gibi kitaplarla birlikte modern anlatım yöntemlerinin en güzel örneklerinden biri.
Deniz FeneriVirginia Woolf · İş Bankası Kültür Yayınları · 20215,9bin okunma
Jack London'ın ilk okuduğum ama izinin bende bir ömür devam edeceğini düşündüğüm bir kitap oldu Martin Eden. Zaman zaman ilahi bakış açısıyla yazılan bu kitap, kahraman bakış açısıyla başarılı ve tadında bir şekilde harmanlanarak karakterlerin iç dünyası hakkında tam da tadında diyebileceğimiz bir kurgu oluşturmuş.
Her ne kadar kalın bir
Son zamanların popular kitaplarından biri olduğu için merak ettim, okumaya başladım, ilk 30 sayfa bitti, neredeyse hiçbirşey anlamadım, çünkü hangi karakter ne zaman konuşuyor, hangi ara diğer karakterin düşüncelerine geçtik bağlantılarını kuramadım. Ama tavsiyem, benim gibi inat etmeniz Tekrar başladım, ikinci okumamda daha iyi anlayabildim.