Çılgın zamanlarda yaşamak bize düştü
Ölümün acımasızlığı her zamankinden beter
Gidenler
Gelenler
Düşenler
Ah zamanın sonsuzluğunu anlamayanlar
Düştük yola
Güzel şeyler bulmak umuduyla
Işıklarıyla büyük şehirler, yol oldu bize
İz sürdük yalnızlığa
Ey Yar!
Sen de görüyorsun ki geri dönüşü yoktu bu yolun
bütün yollar kapandı,
bütün gemiler yakıldı ve ben ucu bucağı olmayan,
yüreğime sığmayan kocaman bir Deniz koydum adını .. ..
Nerde kendini bilmez çocuklar
Bir sabah öylece çekip gittiler
Çınladı alkışlar kör sokaklarda
Yankısı kime kaldı
Deniz koydum adını
Kederi bende kaldı
Uzak köyler kurdum birbirine
Benim adım Kinyas. Gün ağrıyor. Başım ağrıyor. İsmimi kendime ben verdim. Bitmeyen bir öfke ve bitmeyen bir mutsuzluğun ifadesi. Bütün insanlara kızgınım. Yaşadıkları için. Hayattan midem bulanıyor... Ateşle oynarım. Yeterince benzin ve karşımda oturan adamın ceketinin iç cebindeki çakmakla dünyayı yakabilirim. Benim adım Neron. Geceleri, çaldığım
İNCELEME DEĞİL YORUMLAMA;
Nerede kendini bilmez çocuklar
Bir sabah öylece çekip gittiler
Çınladı alkışlar kör sokaklarda
Yankısı kime kaldı
Deniz koydum adını
Adı: Gülünün Solduğu Akşam
Yazar: Erdal Öz
Kitabı görür görmez hiçbir fikrim olmayarak okumalıyım dedim. Sanırım beni çeken bir şey vardı, o zaman nedenini bilmediğim. Arka kapağı okudum sonra bir "Acaba?" sorusu çarptı zihnime. Bilimsel yazılmış bir biyografi okuyacak zihinde değildim o sıralar. Takasa koydum ama yine içim rahat değil.