Denizin üstünde ala bulut
yüzünde gümüş gemi
içinde sarı balık
dibinde mavi yosun
kıyıda bir çıplak adam
durmuş düşünür.
Bulut mu olsam,
gemi mi yoksa?
Balık mı olsam,
yosun mu yoksa?..
Ne o, ne o, ne o.
Deniz olunmalı, oğlum,
bulutuyla, gemisiyle, balığıyla, yosunuyla.
Nazım Hikmet'in doğumunun üzerinden bir asırdan fazla süre geçti. Oysa siz de ben de biliyoruz ki Nazım içimizde, yanı başımızda, durmadan kulağımıza bir şeyler fısıldıyor. Bir zeytin ağacı gördüğümüzde onun dizelerini hatırlıyoruz. Zıplayan bir sincap gördüğümüzde de öyle. El ele tutuşmuş yürüyen iki sevgili size Nazım esintileri getiriyor. O
Bulut mu olsam,
Gemi mi yoksa,
Balık mı olsam,
Yosun mu yoksa?...
Ne o, ne o, ne o.
Deniz olunmalı, oğlum,
Bulutuyla, gemisiyle, balığıyla, yosunuyla...
//
Bulut mu olsam,
gemi mi yoksa,
balık mı olsam,
yosun mu yoksa..
Ne o, ne o, ne o
Deniz olunmalı, oğlum,
bulutuyla, gemisiyle, balığıyla, yosunuyla.
15 Eylül 1958
Arhipo Osipovka
"Bulut mu olsam,
gemi mi yoksa?
Balık mı olsam,
yosun mu yoksa?..
Ne o, ne o, ne o.
Deniz olunmalı, oğlum,
bulutuyla, gemisiyle, balığıyla, yosunuyla."