Bir de deniz kıyısında durmuş düşünen adam var: Bulut mu olsam, yosun mu, gemi mi, balık mı, diye sorup duran. Ona hep bir ağızdan, "Deniz olunmalı oğlum!" diye haykırıyoruz.
Yeni doğan her bebeği, "Hoş geldin bebek" diye karşılıyoruz. Kayın ağacı bize sürgünü hatırlatıyor; zeytin ağacı inatçı ihtiyarı. Bir de deniz kıyısında durmuş düşünen adam var: Bulut mu olsam, yosun mu, gemi mi, balık mı, diye sorup duran. Ona hep bir ağızdan, "Deniz olunmalı oğlum!" diye haykırıyoruz.
Bulut mu Olsam
Denizin üstünde ala bulut
yüzünde gümüş gemi
içinde sarı balık
dibinde mavi yosun
kıyıda bir çıplak adam
durmuş düşünür.
Bulut mu olsam,
gemi mi yoksa?
Balık mı olsam,
yosun mu yoksa?..
Ne o, ne o, ne o.
Deniz olunmalı, oğlum,
bulutuyla, gemisiyle, balığıyla, yosunuyla.