Hep yanında taşıdığı küçük radyosunu açtı; yanık bir Ege türküsü duyuldu:
Deniz üstü köpürür hey canım
Kayığa da binsem götürür hey canım hey...
Ona can yoldaşı olan ses, işini bitirip dönene kadar kesilmeyecekti.
Ankara'dakilere söyleyin, gelsinler, bizi İngilizlerden kurtarsınlar."
Yarbay Atamer, konuyu değiştirmek için: "13 yılda
gördüğünüz, duyduğunuz ve yaşadıklarınız içinde özlediğiniz bir şey var mı?"
"Var tabii... Biz hangi savaş veya cephede olursak olalım, en zor zamanlarda bile Anadolu çocukları bir kenara çekilir gurbet türküleri söylerdi. Onların bu hali hiç aklımdan çıkmıyor."
Şakir Çavuş'u bahtiyar edecek şey anlaşılmıştı. Bu işi en iyi yapacak olan Tevfik Yüzbaşı'ydı. Yarbay'ın bakışından durumu saniyen anladı. Masadan ayrılıp çalgıcıların yanına gitti ve şefe bazı şeyler söyledi. Bir dakika süren akort sonrasında şarkıyı söylemeye başladı:
Deniz üstü köpürür
Hey canım rinna nay rinna rinna nay
Kayığa da binsem götürür hey canım hey
Benim de şu cihana gelişim
Hey canım rinna nay rinna rinna nay
Bir güzelden ötürü hey canım hey