Her şey değişiyordu, toprak, rüzgâr, tuzlu ve tatlı sular, binaların ve insanların yüzleri, her şey hızla dönüşüyordu..
Sayfa 63 - Can YayınlarıKitabı okudu
Birden kafamda her şey netleşti. Bazılarını şüpheye düşüren, bazılarını alaya alan o vahşiliğin, o tuhaflığın nedenini, onun neden bir hayal adamı, yalnızlığı ve sessizliği seven bir insan olduğunu şimdi çok iyi anladım. Akşamlarını neden Nöbetçi Tepe'de geçirdiğini, neden bütün gece dere kenarında yalnız başına durduğunu, neden hep başkalarının duyamayacağı sesleri dinlediğini, neden gözlerinin parladığını ve kaşlarının birdenbire kalktığını şimdi anlıyordum: Danyar aşıktı. Aşkı deniz kadar derindi. Bunu çok iyi sezdim ama kimsenin sevgisine benzemiyordu. Bu büyük bir aşktı. O bir can aşığıydı, bir toprak aşığı, bir doğa aşığıydı. Bu aşkı kendi içinde saklamış ve türkülerde duymuş ve yaşamıştır. Kayıtsız, aşık olmayan insan sesi ne kadar güzel olursa olsun böyle şarkı söyleyemez.
Reklam
hatta deniz bile fazladır çünkü her arayış gibi mutluluğa boğan büyük mutluluk vaadini ve büyük anlam arayışını yeniden başlatır. ayağın altında hareketsiz toprak daha iyidir.
toprak anaç bir şekilde onu yarıp açan sabana katlanır ama deniz, ulaşılamaz büyük bir gülümsemedir, hiçbir şey onun üzerinde iz bırakmaz; yüzen kollar onu kucaklamaz, onu iter ve kaybederler, o kendini teslim etmez.
Yamaçlardan aşağı inerken elini veriyordun bana; sen diye hitap ediyoruz birbirimize ve ertesi gün deniz kenarında uyanır gibi uyanıyorum. Elim, elinle dolu. Dert etme ama; giderken bir mektup çağırmasın seni. Gençsin, ve iyi ki varsın. Ayağını bastığın toprak, yine yürünesi bir toprak, varolan her şeysin sen. Ağaçlardan kırdığım çiçek açmış dalları ve senin taşlarında hoplayıp zıplayan köpekleri görüyorum. Ağzına aldığın yemişlerin hepsi yuvarlak, bereketli ve dolu, tıpkı senin alnın gibi dolu, genç ve saydam değil; sen her şeydeki şu ansın.
Plutokrat
Bir keresinde bir adada gezinirken durmadan toprak yiyip deniz içen insan başlı, demir toynaklı bir canavar gördüm. Uzun süre izledim onu. Sonra yaklaştım, " doymak bilmez misin sen; bitmez mi açlığın, dinmez mi susuzluğun?" dedim. Dedi ki : "doyarım evet, hatta bıktım yiyip içmekten. Fakat yarın yiyecek dünya ve içecek deniz olmamasından korkarım."
Sayfa 21 - Karbon kitaplarKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.