Cömertlikte ve yardım etmede akarsu gibi ol... Şefkat ve merhamette güneş gibi ol... Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol... Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol... Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol... Hoşgörürlülükte deniz gibi ol... Ya olduğun gibi görün... Ya göründüğün gibi ol... Hz.Mevlana
Bir adamın oğluna yazdığı şarkının sözleri "Gam keder elem tasa gurbet hasret dertler geçer gider elbet Bir merhaba acı kahve hatır sorma ve dostluklar yaşar elbet Sımsıkı sev sen sevmeyi Bazen almadan da vermeyi İstanbul şehri malın olsa Ölümden öteye köy yok ya Gün olur devran döner akar seller kalır kumlar kavuşuruz Eser yeller yağar karlar gelir bahar açar güller koklaşırız Sultan Süleymana kalmamış Ha babam dönen şu dünya Babanın tapulu malı olsa Kefenin cebinde yer yok ya Papazın eşşeğini kovala dur Ali'nin külahını Veli'ye uydur Aldat dur aldan dur Oğlum hayat bu mudur İşte ağaç işte deniz işte toprak işte hayat budur oğlum İşte eller işte emek işte ekmek işte hayat budur oğlum Başını dik tut hiç eğme sen Aklına ve yüreğine güven Çağını bil çağına yakış Güzelliklerle yarış"
Reklam
Gam, keder, elem, tasa, gurbet Hasret, dertler geçip gider elbet Bir merhaba, acı kahve, hatır sorma ve Dostluklar sürer elbet. Sımsıkı sev sen, sevmeyi Bazen almadan da vermeyi İstanbul şehri malın olsa Ölümden öteye köy yok ya. Gün olur devran döner, Akar seller kalır pullar, kavuşuruz Eser yeller, yağar karlar, Gelir bahar, açar
Çok fazla kitap okuyan kızların zihninde neler olup bittiğini nasıl bilebilir ki?
Bazen çekip gidesim geliyor, öylesine içten… Neresi olursa olsun diyemem. Mutlaka bir deniz görmeli gözüm. Sol avucumda sıcak elleri olmalı yârimin. Yağmur yağarken ansızın, ne var ne yok toplayıp uzaklara… Bazen çekip gidesim geliyor, ansızın… Yaşama sebebimi sorguluyorum ard arda kendime sorduğum sorularla, fütursuzca… Neden burada olduğumu,
Beni Tarihle Yargıla 'Titrek bir mum alevinin havaya bıraktığı bulanık bir is, Ve göz gözü görmez bir sis değildik biz Beni bilimle anla iki gözüm, felsefeyle anla, Ve tarihle yargıla...' Bal değildir ölüm bana,
Reklam
381 syf.
10/10 puan verdi
Bazı romanlar oluyor, okurken de bitirdikten sonra da uzun süre etkisinden kurtulamıyorsunuz. Günlük hayatınıza devam ederken aklınıza bir anda o romandan birileri ya da bir sahne gelebiliyor. Bu tür romanlar ya genelde gerçek olaylardan alınmış ya da otobiyografik çizgiler taşıyan şeyler oluyor. İşte o romanlardan birisini yeni bitirdim ben;
Savaş ve Açlar
Savaş ve AçlarHasan İzzettin Dinamo · Heyamola Yayınları · 20051,280 okunma
Cömertlikte ve yardım etmede akarsu gibi ol Şefkat ve merhamette güneş gibi ol Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol Hoşgörürlülükte deniz gibi ol Ya olduğun gibi görün Ya göründüğün gibi ol
1. Şöyle böğürüyor bir kambur Kardeşler! Deniz geçen ahali! Erken kalkalım Köroğlunun koynundan biraz Kalender ilk vapurumuzdur Gidiyor yunuslarla yarışacak Üstünde nasıl geçirmiştir
"Vedalar öyle lüks şeylerdir ki... Bazı insanlar tüm ömürleri boyunca onların hasretini çekerler." Dina Nayeri - Bir Çay Kaşığı Toprak ve Deniz
Reklam
Mavi kadınlar... Kış kadınlarıdır onlar hep üşüyen, üşüdüklerinde bir mevsimi bahane eden... Zamansız gidişlerinde yalnız kalplerinin titrek ve ürkek seslerini gözleriyle sindiren. Kimse görmesin acının dalgalarını diye hep bir karanlığa sığınan gel-gitlerinden güneşin doğuşuyla sıyrılan... Yağmur bekleyen kadınlardır onlar rahmetin sağnağında bir çiğ kadar masum kalabilmenin peşinde ve toprak kokusuna hasret... Bir gün mutlaka diyerek avuttuğu yüreğine kinle nasır örmemiş;aldatmamış ama çok aldatılmış ve hiç alttan alınmamış... Mavi masmavi kadınlardır onlar... Sözsüz müziklere yeni sözler yazan,hayal kuran,çocuğunu kucağına alamamış ama dünyadaki tüm çocukları evlat bellemiş anne doğan kadınlar... Kimsenin yüzünden kimseyi feda edemediği için kimsesiz kaçışlarına mana yüklemiş birdir acı senin benim ne fark eder demiş kadınlar... Kaderi baştan yazılmış ama kaderine hiç ortak aramamış; oysa kaderdaşı çokça ve hep yanı başındaymış... Aynalardaki suretinden kaçmayı bir adamdan öğrenmiş öğrendiği hiç bir ihanetin adını koymamış bedelini başka bir adamdan sormamış kadınlar... Yalnızlığa inanmış huzurlu kadınlar; Bu dünyanın adaletini sorgulamayı bırakmış uzaklardan beklediği varmış gibi tavır takınmış kadınlar... Deniz kokan gökyüzü gibi bakan kadınlardır onlar hiç bir yere ait olamamış ama ait olanlara hep tebbessümlü yorgun kadınlar... Her yol ayrımında rastladığınız,dik yokuşlarda aradığınız bir daha hali nicedir hiç sormadığınız o yedek kadınlar!Onlar gri bir is olsalar da mavi masmavi kaldılar... YASEMİN BAŞ ANKARA '15
MARMARA DEPREMİ Kızgın bir ağustos günüydü! Günlerden:17 Ağustos idi. Saat daha üçü beş (03:05) geçiyordu. Herkes derin uykudaydı. Ve o uyku içerisinde;
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.