beklediğim rüya bu olmasa da rüya rüyadır diyerek katıyorum anılarıma:
sağ burun deliğimin içinde minik bir denizatı oluşmuş, ödem misali. derin derin nefes almaya çalışıyorum, nafile! kafamı hafif kaldırıp aynaya bakınca görüyorum benimle kommensal bir yaşama geçen minik canlıyı.. ilk düşündüğüm, bunu nasıl çıkartırım oluyor sonra sanki bir orman gibi arkadaşlarını da çağırıp çoğaldıklarını hissediyorum minik atların. Daha fazla iç sıkıntısı yaşamadan, devam eden boğaz ağrıma yeni bir eşlikçi olan burun tıkanıklığım uyandırıyor sağ olsun!
burun tıkanmasının gelişini rüyamda gördüm desem, abartmış olmam!
Örneğin dişi kurbağa döllenen yumurtalarını erkeğinin ağzına veriyor, erkeğin yutkunmasıyla yumurtalar erkeğin çenesinin altında özel bir torbaya yerleşiyor ve tekrar erkeğin ağzından yavru olarak doğuyorlardı. Dişi ve erkek denizatı ise karşı karşıya gelip şahlanan gövdelerinin alt kısımlarını suyun içinde birleştiriyor, dişinin fışkırttığı yumurtalar erkeğin deliğine yerleşiyor ve zaman içinde deliğinin kabarmasıyla erkek, bebek denizatları doğuruyordu. Ya andro- jen balıklar? Beş altı dişiden oluşan haremiyle beraber yüzen erkek öldüğünde, bir numaralı dişisi cinsiyet değiştirip eski hemcinsi iki numaralı dişiyi baş gözdesi yapınca, eski valide sultan bir de sultanlığı yaşıyordu.
İlişkileri uzun süreli ve tek eşlidir. Belki de en sıra dışı özellikleri altı hafta boyunca yavruları taşıyanın erkek denizatı olmasıdır. Erkek düzenli olarak "hamile" kalır ve taşımanın yani sıra salgıladığı sıvıyla olgunlaşan yumurtları dölleyip büyütür. Erkeğin doğum yapışı oldukça şaşırtıcıdır: yumurta kesesinden dışarı bulanık bir sıvı boşalır ve o bulanık öbeğin içinde bir mucize gibi minnacık ama tam formuyla denizatları belirir.