Okurken sevgi ve aşk tanımları arasında kendimle çeliştim. Aşk nasıl bu kadar acımasız olabilirdi? Tutku neden tutsaklığa dönüşürdü? Çocukken masum saf sevgi tohumları şekline başlayan duygu köklenip bir insanın hayatını nasıl sabitler ? Bence bilinmeyen kadının yaşadığı adanmışlık ve teslimiyetti. Kendisine olan saygısını ilgi alanlarını bile bir başkasına göre belirlemek insanın kendisini gerçekleştirmesindeki en büyük engel oluyor. Bu kitabın her sayfasındaki betimlemeler beni iliklerime kadar ürpertti. Kitap sadece aşk ve tutkuyu anlatmıyordu kitapta aile ve çevrenin bir insanı nasıl etkileyebileceğini de gösteriyordu. Tutunduğu dalı kesilen bir çocuğun ömrünü gözü kapalı nasıl bir dala teslim ettiğini de anlatıyordu hem de bu dal o çocuğun tutunamayacağı kadarken.