Uykuların kaçar geceleri
Bir türlü sabah olmayı bilmez
Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya
Deli eden bir uğultudur başlar kulaklarında
Ne çarşaf halden anlar, ne yastık
Girmez pencerelerden beklediğin aydınlık
Kapanır yatağına çatesizliğine ağlarsın
Onun unutamadığın hayali
Sigaradan derin bir nefes çekmişçesine dolar içine
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın
Bu kenti sevdim dedim
benim olsun demedim ki.
Sevdim dedimse akşam kızıllığını
Gönlüm gibi akıp giden şu çayı,
Şu ormanı, şu denizi, şu dağı..
benim olsun demedim ki.
Vuruldumsa gözlerinin gül bahçesine,
Yürek çizen şimşeklerse kaçamak bakışların,
İşte buna sevmek derler dedimse,
Çattımsa acıların en güzeline,
Yedirdimse uykuları o tatlı kuşa..
benim olsun demedim ki.
Bu akşam kan kırmızı şarap istiyor canım
bu akşam dünyanın bütün şarkılarını
bu akşam dünyanın bütün özlemlerini
bu akşam beni yalnız bırakın
bu akşam yalnızca onu düşüneceğim,
onu ve kendimi yalnızca…
Bir gün anlarsın ne işe yaradığını ellerinin.
Niçin yaratıldığını.
Bu iğrenç dünyaya neden geldiğini.
Uzun uzun seyredersin aynalarda güzelliğini.
Boşuna geçip giden günlerine yanarsın.
Dolar gözlerin, için burkulur.
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.