• Ateş Mehmet Salih Paşa •
Osmanlı donanmasına katkılarıyla dönemine damga vurarak Karadenizli olmanın hakkını veren bir paşadır. Küçük yaşlardan itibaren denizlerde büyüyen Mehmet Salih Paşa’ya, cesaretinden dolayı ateş lakabı layık görülmüştür. Özellikle Kırım Savaşı’nda Osmanlıya ait en büyük kalyon olma özelliğine sahip olan Mahmudiye’de yaptığı süvari kaptanlığı işe bu geminin gazi ünvanı almasını sağlamıştır.
Sayfa 19 - Tarihsel Yayıncılık- 1.Baskı, Ekim 2023Kitabı okudu
18 MART ÇANAKKALE DESTANI
18 MART ÇANAKKALE DESTANI Şair Mesut Kılıçoğlu Çanakkale’yi yazıyorum size, Selâm olsun tüm şehidlerimize. Anlatacağım yiğit Mehmetleri,
Reklam
Patrona Halil'den Kabakçı Mustafa'ya kadar birçok gerici hareket tek tük ve ürkek Batılılaşma seslerini boğduğu için Türk milleti iki yüzyıl Batı medeniyetinin kenarında, hatta belki de Anadolu'ya yerleştiği zamandan beri onunla temas halinde olduğu halde ciddi hiçbir karar veremedi. Batı medeniyeti ise, Rönesanstan beri dev adımlarıyla ilerlemekteydi. Gözlem ve tecrübe ufukları sonsuzca genişlemişti. Birbiri ardı sıra keşifler oluyor, tabiat insanın hükmü altına giriyordu. Batılılar açık denizlerde büyük mahreçler buldular; yeni kıtaların işlenmemiş toprağını işlediler, dünyayı kendi vatanları haline getirdiler ve Osmanlı Devleti'nin en kudretli zamanında (Kanuni ve 3.Murat devirleri) bile Batılılar Amerika, Asya ve Afrika'daki sömürgeleriyle, onu iktisatça kısır bir hale koydular. Hint yolunun bulunması, Süveyş Kanalı'nın açılması, Türkiye'nin bütün ticaret yollarını öldürdü. Sömürgeci Batı kuvvetleri önünde ezilen İslam milletleri arasında yalnız Türkler, askeri ve siyasi teşkilatları sayesinde direnen biricik kuvvet oldular. Fakat 18. yüzyıldan beri sürekli yenilişler bu noktada da şüphe uyandırdı. Batı'yı anlamada güçlük çekenler, az önce Osmanlı vilayeti olan Mısır'ın Batı tekniği ile hazırladığı ordusu ile nasıl başarılar kazandığını ve imparatorluğu tehlikeye düşürdüğünü görmede gecikmediler.
Sayfa 44 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
120 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 günde okudu
Bir Kitab'ın Hayata Tesiri
Yirmi bir kitabın ilk kelimesi... Lise yıllarında okuduğu bir kitabın tesiri altında kalan, insanlardan uzaklaşmak isteyen ve Afrika'ya seyahate çıkıp kendini bulan zeki bir Tıp öğrencisinin ilk okul sıralarından Üniversiteye uzanan hayatını anlatıyor. Okuduğu kitap 130 sene önce Osmanlı subayı tarafından padişaha rapor sunmak üzere Afrika topraklarına gelmiş ve gördüklerini günlüğüne yazan Sadık El-Müeyyed'in kitabıdır. Kitaptan okuduğu ilk cümleler: "Büyük Sahra'nın şu parçası, eğer arada renkçe bir farklılık bulunmasa, sonu görünmeyen bir okyanustan kesinlikle farklı değildir. İnsan kendini açık denizlerde seyahat ediyor sanır. Çünkü ne kadar gidilse ufuk yine o ufuktur. Boş, derin, bakışları yakıp eriten bir ufuk! Ne bir bina, ne bir ağaç... Şu koca çölde bazen bir kuşçağıza bile rast gelemezsiniz. Yalnız, şu fark var ki açık denizlerde gidenler, etrafta kara olmayınca karaya benzer hayaller görmezler. Fakat çölde seyre dalan gözler; sahte göller, aldatıcı denizler, bütün varlığı bir yansı- madan başka bir şey olmayan seraplar ile daima avunur." Okuduğu kitabın tesiriyle; - Hiç görmediği dilini dahi bilmediği Afrika'yı ve oradaki çölleri keşfetme imkanı buluyor - Seyahat ve Hatıra kitaplarıyla haşır neşir oluyor. - Sadık El-Müeyyed' in "Fenni Fotoğraf" isimli kitabıni okumanın tesiriylede iyi çizim yapamadığını da kabul ve itiraf ederek insanlar hariç her şeyin fotoğrafını çekmeye başlıyor. - En önemlisi de yapageldiği yazma işini ciddi bir şekilde düşünüp yaşadıklarını kitaplaştırma fikri. Gayet keyfiyetliydi.
Hikaye-i Deha
Hikaye-i Dehaİdris Eren · İnsan ve Hayat Kitaplığı · 0139 okunma
Osmanlı,karada olduğu gibi denizlerde de hükümran olmuş bir devlettir.
Kaynakların tasvirine göre iri yapılı ve kumral tenli olan Barbaros Hayreddin Paşa'nın saçı, sakalı, kaşları ve kirpikleri gürdü. Denizcilik ve haritacılık ilmine çok iyi vakıf olduğun dan Akdeniz'i avucunun içi gibi biliyordu. Ömrü denizlerde geçtiğinden Rumca, Arapça, İspanyolca, Fransızca ve İtalyan ca gibi Akdeniz dillerini de çok iyi bilirdi.
Reklam
128 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Midilli Adası'nda doğup büyüyen İshak, Oruç, Hızır ve İlyas kardeşler hayatlarını normal seyirde devam ettirmektedirler. Bir deniz seferinde Oruç ile İlyas Rodos korsanlarıyla karşılaşırlar. Aralarında şiddetli çarpışma yaşanır. Neticede İlyas şehit olur, Oruç esir edilir. İshak ile Hızır, Oruç'u kurtarmaya çalışırlar. Ancak işler ters gider. Bir süre sonra Oruç, esrarengiz bir şekilde esaretten kurtulur ve gaza, cihat düşüncesiyle denizlere yelken açar. Müslüman forsaları kurtarıp onları esir edenlere gereken dersi verir. Kardeşinin intikamını bu şekilde alır. Daha sonra da Hızır kendisine katılır. Cezayir'i fethedip Osmanlı'ya bağlılıklarını bildirirler. Hızır, Yavuz Sultan Selim Han tarafından 'Hayreddin' adını alıp İmparatorluğun kaptan-ı deryası olur. Denizlerde Osmanlı hâkimiyetini doruk noktaya çıkarır.
Kaptan-ı Derya Barbaros Hayreddin Paşa
Kaptan-ı Derya Barbaros Hayreddin PaşaAlper Peközer · Roza Yayınevi · 20155 okunma
Selim'in sadrazamı Sokollu Mehmet Paşa, İnebahtı Deniz Muharebesi'nin ardından Hristiyan güçlerin önünü kesmeye yönelik genel bir politikanın parçası olarak, (aşağıda anlatıldığı üzere) Süveyş'e bir kanal açılması planlarını tekrardan canlandırmıştı. Kanal planları, 1580'lerdeki iki yeni girişimdeki gibi, bir defa daha sonuç vermemişti. Ancak bu her şeye rağmen Osmanlıların hiçbir zaman, özellikle de (planları arasında Osmanlı donanmasının Hazar Denizi'ne yelken açıp Rusların güneye doğru yayılışını durdurmak ve Astrahan Hanlığı'nı kurtarmak amacıyla -gene hayata geçirilemeyen¹⁵- Volga ve Don nehirlerini birkanalla birleştirmek de bulunan) veziriazam Sokollu Mehmet Paşa'nın çok güçlü liderliği sırasında, genel bir uzak görüşlülük eksikliği çekmediklerini gösterir. Hatta Emir Ali Bey'in 1586'da tek bir kadırgayla Malindi hariç Doğu Afrika sahilindeki bütün Portekiz mülklerini ele geçirip muazzam bir ganimetle dönmesiyle birlikte, Osmanlılar Hint Okyanusu'nda kısa bir süre için tekra rgüçlenmişlerdi (gerçi Portekizliler Mombasa'yı çabucak geri almışlardı). Türkler bu sayede "yaygın kanının aksine, Batı'nın tahakkümüne hiç de seyirci kalmayarak" daha iyi bilinen Avrupalı güçlerle boy ölçüşen bir denizcilik ağı kurmuşlardı. Donanmanın çekirdeğinin Yunanlar, Araplar ve diğer gayri Türklerden meydana gelişine boş verin. Türkler, Konstantinopolis'in surlarına karşı ferasetle yepyeni topları kullandıkları gibi [denizlerde de], yeni yöntemleri benimseme ve yeni durumlara ayak uydurma konusunda fevkalade yetenekli olduklarını göstermişlerdi.
Sayfa 156 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Arnavutluk, Adriyatik Denizi açısından kritik bir noktada olduğundan İtalya'nın da ilgi gösterdiği bir yerdi ve arala­rında geçmişten gelen güçlü bir bağ vardı (Sicilya'da bile Arnavut köylerine rastlanıyordu). Arnavutların 1910 senesinde ayaklanması, İtalya'nın Eylül 1911'de Osmanlı İm­paratorluğu'na saldırma kararı almasında belirleyici olan faktörlerden oldu. Bu saldırı aslında 1. Dünya Savaşı'nın da başlangıcıdır. Bü­yük devletlerin en zayıfı olan İtalya, İngiliz ve Fransızların Kuzey Afrika'daki fetihlerine eş değerde bir şeyler yapmak istedi ve Trablusgarp'ı işgal etti. Karada bir kazanım sağlaya­mamış olsa da, denizlerde daha iyi bir performans sergileyip 12 Ada'yı ele geçirdi.
Sayfa 198 - Ketebe Yayınları 1. BaskıKitabı okudu
Eğer bir lider dışarıdan desteklenerek, içerideki maşalar eliyle alaşağı ediliyorsa bilin ki önemli işler yapıyordur. Ülkesini geliştirmeye çalışıyor, dış güçlerin canını sıkıyordur. Gerçekten de öyleydi. Abdülaziz Han döneminde siyaset, askerîye, eğitim ve teknoloji alanlarında ciddi ilerleme kat edilmişti. Osmanlı donanması denizlerde dünyanın üçüncü gücü durumundaydı.
Reklam
_Türkler, hür ve bağımsızdırlar. Gururları çok yüksektir. Gururludurlar fakat asilzadelik taslamazlar. Türklerin karakterinde büyük tezatlara rastlanır. Hem sert ve dik başlı hem de yumuşak ve sabırlıdır. Yırtıcılığı İskitlerden, yumuşaklığı da Yunan'dan almışlardır. Fetihçi ve cahil olduklarından bütün uluslara tepeden bakarlar. Aralarında
164 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.