@kahve_kitap_aski

"Sorun şu ki İsa'nın zaten bir dini vardı." "Anlayamadım?" Portekizli yerinde doğruldu, bacak bacak üstüne attı ve hem Arnie Grossman hem de Valentina Ferro'nun şaşkın suratlarına eğlenerek bakıp gülümsedi. "Yahudiydi o."
Sayfa 221Kitabı okudu
Reklam
Tarihte mutlak kesinlik diye bir şey hiçbir zaman söz konusu olamaz
Sayfa 138Kitabı okudu
"Çeşitli incillerde İsa'nın Vaftizci Yahya tarafından vaftiz edilmiş olduğu anlatılır. Bu bilgi Hıristiyanlar açısından rahatsız edicidir, çünkü onlara göre vaftiz edenin vaftiz edilene kıyasla daha üstün bir manevi kişiliğe sahip olması gerekir. Oysa bu durumda İsa, Yahya'ya kıyasla daha aşağı bir manevi konumda gösterilmektedir. İsa Tanrı'nın oğluysa böyle bir şey nasıl mümkün olabilir? Öte yandan vaftizin amacı kişiyi günahlarından arındırmaktır. Eğer İsa vaftiz edilmişse bu onun da bir günahkâr olduğunu gösterir. Madem o Tanrı'nın oğluydu, onun bir günahkâr olduğu nasıl kabul edilebilir? Bu durumda rahatsız edici niteliği düşünülecek olursa, İsa'nın vaftiz edilişiyle ilgili bu öykünün İncillerin yazarları tarafından uydurulmuş olması fazla muhtemel değildir. İsa'nın hem üstünlüğünü hem de saflığını tartışmalı hale getirebilecek böyle bir anlatıyı yoktan var etmeye neden gerek duysunlar? Yine aynı nedenle tarihçiler İsa'nın Yahya tarafından vaftiz edilişinin gerçekten yaşanmış olduğunu kabul ederler. Bu tarihsel bir gerçektir. Bu kadar rahatsızlık verici olan bir şeyi hiçbir İncil yazarı uydurmazdı

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Latincede bir deyiş vardır: proclivi scriptioni praestat ardua, yani zor olan okumalar kolay olanlardan daha değerlidir. başka bir deyişle bir bilgi ne kadar rahatsız ediciyse, gerçeğe o kadar yakın demektir
Isa hakkında, birincı yüzyıldan kalma tek bir Roma metni bile bulunmuyor. Ne el yazmaları, ne idari belgeler, ne bir doğum ne bir ölüm sertifikası, ne arkeolojik kalıntılar, ne de şifreli gönderme ya da atıflar. Hiçbir şey. Birinci yüzyıl Romalılarının İsa hakkında söylediklerinin ne olduğunu biliyor musunuz?" Parmaklarını yeniden çember yaptı. "Koca bir sıfır!"
Reklam
Bu yüzden de bir tarihçi metinleri doğru okuyabilmek için bütün bunları hesaba katmak zorundadır. İncil' yazan kişiler yalnızca İsa'nın yaşamını anlatmak niyetinde değildiler, aynı zamanda onu yüceltmeye ve inanmayanları da onun Mesih olduğuna ikna etmeye uğraşıyorlardı
. "Ben tarihçiyim. Tarihçiler araştırmalarının temelini dini inanca dayandırmazlar. Vardıkları sonuçiar daha çok geçmişten kalmış olan ipuçlarına dayalı olur: arkeolojik kalıntılar ya da metinler gibi. Yeni Ahit söz konusu olduğunda en çok el yazmaları esastır. Bunlar İsa'nın devrinde nelerin yaşanmış olduğunun anlaşılabilmesi için çok önemli bir bilgi kaynağı oluştu- rurlar. Yine de onlara yaklaşırken çok temkinli davranmak gerekir. Bir tarihçinin her şeyden önce her bir yazarın kendine özgü olan niyet ve koşullanmalarını kavrayabilmesi gerekir ki altında yatan unsurları keşfedebilsin: Bunun için de satırların arasını okumayı öğrenmesi gereklidir. Örneğin Sovyetler Birliği zamanından kalma bir Pravda gazetesinde 'devrimi tartışmaya açan bir emperyalist uşağına karşı adalet yerini bulmuştur' şeklinde bir haberle karşıla- şırsam, bütün ideolojik söylemleri soyutlayarak haberin arkasında gizli olan asıl gerçeğe varmam gerekir: Komünizme karşı çıkmış bir kişi infaz edilmiş. Takip edebiliyor musunuz?
Dileyin, size verilecek ; Arayın, bulacaksınız; Kapıyı çalın , size açılacaktır Hz İsa
Bir bilgi ne kadar rahatsız ediciyse, gerçeğe o kadar yakın demektir
'Ara veriyorum.' 'Neye ara veriyorsun ?' Aj yanağını genç kadının başının üstünde dayadı,onu öyle sıkı kucakladı ki Jillian zar zor nefes aldı. 'Ölüme.' Jillian kahrolası gözyaşlarına lanet etti. Aşk çok acıtıyordu.
Sayfa 233Kitabı okudu
Reklam
"Belki de kedinin ruhunu gerçekten almalıyım. Benimki demin bedenimi terk etti de." "Çillerinin böyle çıktığını biliyordum. Ruh çalarak." "Bakıyorum da tanıştığımız zamanki kadar esprilisin."
Neye alerjim vardı? Hayal kırıklığına alerjim vardı. İhanete alerjim vardı. Arkadaşlığa. Umuda. İyimserliğe Yaşama, çalışmaya, genel olarak insanlığa.
Çünkü zor birini sevmek ,kolay birini sevmekten çok daha zordu