Deniz yüzmez

Deniz yüzmez
@denizyuzmez
Okur-yazar, yüzmez.
Motivasyon kuvvetine dair makul bir açıklama olmazsa, yani, etiğin öznesine dair bir kavrayış olmazsa, ahlaki düşünce, standart gerekçelendirme çerçevelerinin (deontolojinin, faydacılığın ve erdem etiğinin) içi boş bir biçimde manipule edilmesi derekesine düşer.
Deniz yüzmez okurunun profil resmi
“Toparlarsak, bana göre, etiğin öznesi gerçekleştirilemez bir talebe, öznel olarak içselleştirilmiş olan ve özneliği bölen bir talebe bağlanmayla veya sadakatle tanımlanır. Etiğin kalbine tekrar yerleştirmek istediğim bir kavram olan vicdan deneyiminin böyle bölünmüş bir öznelik olduğunu ileri süreceğim.”(21)
Reklam
Her şeye kadir bir Dieu trompeur (Sahte Tanrı’nın) gücü bile, bütün duyu deneyimlerinden uzaklaşmış bu bilincin pekinliğini sarsamayacaktı. Her şey bir sanrı ve rüya olsa bile, eğer rüyanın gerçekliğinde ısrarcı olmamayı kabul ederse, rüyayı gören kişinin gerçek olması gerekir. Yani “Je pense, donc je suis”, “Düşünüyorum, öyleyse varım”. Bir yanda bizzat düşünme etkinliğine yönelik deneyim öylesine güçlü, öte yanda yeni bilim “la terre mouvante”yi (tam da üzerinde durduğumuz kaygan zemini) keşfettikten sonra bir tür ebedi sabit ve kesinlik bulma arzusu öylesine keskindi ki “maddi” şeyleri algılayacak duyuları ile bir bedeni ve algıladıklarını onaylayacak yoldaş-varlıkları olmayan çölde doğmuş hiçbir cogitatio ve hiçbir cogito me cogitare’nin, yani yönelimsel nesnelerinin gerçekliğine bütün inancını askıya almış hiçbir eyleyen kişilik bilincinin, kendisini kendi gerçekliğine dahi inandırmasının mümkün olmayacağı aklının ucuna bile gelmemiştir.
Deniz yüzmez okurunun profil resmi
“Kant'ın örneğinde temelinden yanlış bir şey vardır. Ancak sandalyesinden kalkarken aklında yapmak iste­ diği bir şey varsa, bu "olay" "yeni bir silsile" başlatır. Eğer durum bu değilse, yani eğer o anda alışkanlık gereğince ya da uğraştığı şey için ihtiyaç duyduğu bir şeyi almak için kalkarsa, bu olay "önceki olaylar silsilesinin devamından" başka bir şey değildir.”s.278
Yunanların temel olarak iki tür toplum tasarımı vardı: Bi­ rincisi, ethnos; ikincisiyse polis. Ethnos, "Yunan toplumlarının 'barbarlar' gibi yaşadıkları bir dönem için kullanılan kavram­ dı." Polis ise "kabile devletinden, yani ethnos'tan farklı olarak kent toplumunu, daha doğrusu kentli bir çekirdek içeren bir yapıyı temsil etmekteydi" (Baker, 2012: 80)
Deniz yüzmez okurunun profil resmi
'Kısacası ethnos'tan polis'e geçişte, yani politikanın doğuşun­ da asıl etkili olan, kan bağının veyahut diğer adıyla akrabalığın toplumsal süreci belirlemede sahip olduğu gücün törpülenme­ sidir. '
Deniz yüzmez yorumladı.
Nihayetinde her şey olması gerektiği gibi ve hep olageldiği gibi olacaktır: Büyük şeyler büyüklere, uçurumlar derin kimselere, incelikler ve ürpertiler hassaslara ve toptan ve kısaca söylemek gerekirse, tüm nadir şeyler ender olanlara kalacaktır.
Sayfa 97
Deniz yüzmez okurunun profil resmi
Nietzsche "Amor Fati" demiyor mu buna?
87 öğeden 1 ile 5 arasındakiler gösteriliyor.