İmar mevzuatı bir haraç (soygun) düzeninin adıdır.
Meslek odaları, mimarlar, mühendisler, belediye encümenleri, imar müdürlükleri, koruma kurulları, siyasi partiler, zabıtalar, münferit memurlar vb. bu soygundan paylarını alır. 60 yılda dev bir imar bürokrasisi bu sayede semirmiştir.
Mevzuatın her bir ayrıntısı, sadece ve sadece, haracı büyütmek için tasarlanmıştır. Ana işlevi çeteye para kazandırmaktır. Yan etkisi, mimari imalatı cahil ve çıkarcı bir bürokrasinin vizyonuyla sınırlamaktır.
Deprem güvenliğine herhangi bir katkısı olduğunu düşünmüyorum. Depremde yıkılan binaların ezici çokluğu imar mevzuatına uygun olarak yapılmış 'yasal' yapılardır.
İmar mevzuatının net etkisi yapı maliyetlerini astronomik olarak artırmaktır. Bu nedenle dar gelirli halk ve kısıtlı kar marjlarıyla çalışan müteahhit, ellerinden geldiğince imar mafyasının pençelerinden kurtulmanın yollarını arar ve çoğu zaman bulurlar.
Devlet, zaman zaman imar afları çıkararak vatandaşa, vaktiyle ödemediği haraçları topluca devlete ödeme şansı tanır. Bu fırsat devletin işine gelir, vatandaşın da işine gelir. Fakat paylaşım dışı kalan gayri-bürokrat çete mensuplarını (mimarlar, mühendisler vs.) isyan ettirir.
Bu nedenle, son dönemin imar aflarında proje çizdirme, rölöve çıkarma vs. şartlar koyarak mimar-mühendis takımının da gönlünü almaya çalıştılar. #Alıntı