Nice hayalleri, umutları ve geleceği olan kişiler geçen yıl aramızdan ayrıldı. Hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet yakınlarına başsağlığı diliyorum. Deprem kaçınılmaz bir gerçektir. Depremler ve doğal afetler önlenemez. Ancak güvenli binalar yaparak etkisini en aza indirmek bizim elimizde. Kamu kurumları, Yerel Yönetimler, sivil toplum örgütleri, Mühendis ve Mimarlar Odaları, Teknik elemanlar, müteahhitler, denetim elemanları, şantiye şefleri, inşaat ustaları ve işçiler gibi yapı sektörünün içerisinde olan bireylere bu konuda çok büyük görev ve sorumluluk düşmekte. Lakin ne zaman ders alınacak?
UNUTMADIK..
Tam bir yıl önce, sıradan bir 5 Şubat akşamıydı. Kahramanmaraş'ta, Adıyaman'da Hatay'da Malatya'da Gaziantep'te... herkes ertesi sabahın yine "sabahlardan bir sabah" olacağından emindi. Öyle olmayacaktı. Artık biliyoruz. Söylenmemiş sevgi sözleri söylenmemiş olarak kaldı. Odaları birbirinden ayıran küskünlükler onarılamadı. "Nasılsa sabaha görüşürüz..." diyerek kendimize hak gördüğümüz ihmaller, hoyratlıklar kanayan avuçları damgaladı. Nefes alışlarını sıradan gördüğümüz sevdiklerimizin bir fazla nefesi için dünyaları gözden çıkardık. Bu akşam mirac kandili. Olağan değil bu gece. Olağanüstü. Aslında her gecenin olağanüstü olduğunu anlamak için gönderildi bize. Bir tembih. Bir tatlı hatırlatma. Nazik bir dürtme.. Hadi ama.. Daha çok sevdiğini söyle sevdiğine. Durma.. Nasibin bu gecedir, bugündür; hiç gelmemiş, belki hiç gelmeyecek günlerin kaygısıyla boşa harcama..Susma.. Ne söyleceksen şimdi söyle. Yok o yarın; hiç gelmedi, gelmeyecek.. Sadece "bugün" var elinde, deprem görmemiş, üzerine kıyamet kopmamış bugün..
Senai Demirci
Senai Demirci
Reklam
İmar mevzuatı bir haraç (soygun) düzeninin adıdır. Meslek odaları, mimarlar, mühendisler, belediye encümenleri, imar müdürlükleri, koruma kurulları, siyasi partiler, zabıtalar, münferit memurlar vb. bu soygundan paylarını alır. 60 yılda dev bir imar bürokrasisi bu sayede semirmiştir. Mevzuatın her bir ayrıntısı, sadece ve sadece, haracı büyütmek için tasarlanmıştır. Ana işlevi çeteye para kazandırmaktır. Yan etkisi, mimari imalatı cahil ve çıkarcı bir bürokrasinin vizyonuyla sınırlamaktır. Deprem güvenliğine herhangi bir katkısı olduğunu düşünmüyorum. Depremde yıkılan binaların ezici çokluğu imar mevzuatına uygun olarak yapılmış 'yasal' yapılardır. İmar mevzuatının net etkisi yapı maliyetlerini astronomik olarak artırmaktır. Bu nedenle dar gelirli halk ve kısıtlı kar marjlarıyla çalışan müteahhit, ellerinden geldiğince imar mafyasının pençelerinden kurtulmanın yollarını arar ve çoğu zaman bulurlar. Devlet, zaman zaman imar afları çıkararak vatandaşa, vaktiyle ödemediği haraçları topluca devlete ödeme şansı tanır. Bu fırsat devletin işine gelir, vatandaşın da işine gelir. Fakat paylaşım dışı kalan gayri-bürokrat çete mensuplarını (mimarlar, mühendisler vs.) isyan ettirir. Bu nedenle, son dönemin imar aflarında proje çizdirme, rölöve çıkarma vs. şartlar koyarak mimar-mühendis takımının da gönlünü almaya çalıştılar. #Alıntı
_Işık bekliyor, fakat karanlığa sığınıyoruz. İncil _Karanlığa lanet etmektense, bir mum yakmalıyız. _Neyin doğru olduğu umurumuzda mı? Fark ediyor mu? _Gerçek bilgelik, sınırlarımızı bilmekte yatar _Can sıkıcı ve sevimsiz görünse de bilimsel yöntemin önemi, bilimsel bulgulardan çok daha büyüktür. _Edilgen taraf, baskın tarafın yanılsamalarına
Gemili Adası da çok güzel ve çok gizemlidir. Tepesinde yıkık manastırlar; kıyısında, kapıları, pencereleri denize açılan, merdivenleri denize inen yıkık evler vardır. Antik kalıntılar değildir bunlar. Kayaköyü’ndekiler gibi mübadelede boşaltılan nispeten yeni yapılar da değildir. İki ya da üç yüzyıllık yıkıntılardır. Bir söylentiye göre o sıralarda Fethiye körfezinde büyük bir deprem olmuş; Gemili halkı, oturulamaz hale gelen evlerini terk etmişler. Adanın dolaylarına deniz gözlüğüyle bakınca, suların dibinde damsız evler görülür. Sanki bir köy sulara gömülmüştür burada. Manastır koyunda da, büyükçe bir yapının duvarları, odaları görülür suların içinde. Kimine göre bir hamamdır bu; kimine göre de, koya adını veren manastırın kalıntılarıdır.
Storytel
“Sultan İbrahim Han”, “Deli İbrahim” olarak da bilinir. I. Ahmed ile Rum asıllı cariye kökenli Kösem Mahpeyker Valide Sultan'ın küçük oğlu, IV. Murad'ın öz kardeşidir. (...) 8,5 yıllık saltanatı boyunca Girit seferi, Azak'ın kuşatılması, Karadeniz kıyılarına Kazak korsanların baskınları, Anadolu'da Celalî ayaklanmaları,
Sayfa 282 - 18- Sultan İbrahimKitabı okudu
Reklam
20 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.