(Atatürk'ün tavsiyesidir) _İnsanların zihinlerini karıştırmayı çok seven diktatör ile yönetilen bir ülke var. Bu ülke dünyadır; bu hükümdar Allah'tır; vekilleri din adamlarıdır; uyruğu insanlardır. Bu hükümdar, bilinmek, sevilmek, itaat edilmek istiyor. Ancak hiçbir zaman kendisini göstermiyor ve her şey hakkında edinilebilen bilgiyi
_İslam, ezilen insanların ideolojisidir. _Sihirli bir el Batı’yı dünya haritasından silse, petrol zengini halklar deve sırtında vahadan vahaya gitmekten öte ne yapabilir? _Bir lokantada yemek yerken istediğinizi seçebilirsiniz ama menünün dışına çıkamazsınız. _Kavga, operasyonun kurbanları arasındadır. _Düşüncesinin doğruluğundan şüphe eden
Reklam
_Tanrıları, tıpkı insanlar gibi sevgi ve nefretle harekete geçen, armağan ve kurbanlarla etkilenen duygulu ve zeki varlıklar diye biliriz. İşte, dinin kökeni budur. Dolayısıyla, puta tapıcılığın ya da çoktanrıcılığın da kökeni budur. Tanrısal varlıkları yetkinliğin en son sınırlarına değin yücelte yücelte, sonunda birlik ve sonsuzluk, yalınlık ve
_Aristo, uçan kuyruklu yıldızlar için “keçi yavruları” demiştir. Aristoteles'in bu ateş toplarına niçin keçi dediğine şaşırmaktansa konuyu irdelemek daha uygun olacak. (Eski çağ'da Arabacı takımyıldızındaki iki yıldıza, oğlaklar(capella-keçi yavruları) denmiştir. Eski insanlar, kuyruklu yıldızlar hakkında pek bilgileri olmadığından,
Dalgalar her yerdedir. Ses, havadaki bir basınç dalgasıdır. Depremler yerde dalgalar oluşturarak binaların yıkılmasına neden olur. Bize televizyonu, radarı, cep telefonlarını ve interneti veren radyo sinyalleri, elektrik ve manyetizma dalgalarıdır. Ve sonunda ışığın da bir dalga olduğu anlaşıldı.
Sayfa 239Kitabı okudu
Çöküş Dönemi (Neler kimler çökmemiş ki evlat.!)
''Depremler, komplolar ve huzursuzluklar: sonun başlangıcı Ordunun Batıda ve özellikle de Sasanilere karşı kullanılmasıyla zayıf düşen Balkan Tuna bölgesi 539/540’tan itibaren defalarca Barbarların saldırısına uğrar. Özellikle Kuturgurlar 559’da Konstantinopolis’in kapılarına dayanarak büyük şaşkınlık yaratır: Belisarius, Kuturgurları
Sayfa 104Kitabı okudu
Reklam
Birinci Kitap:
''Daha önceki savaşların en önemlisi Pers Savaşları'ydı. Fakat karada ve denizde yapılan dört savaş sonucunda netice belli olmuştu. Fakat anlatacağım savaş en büyük etkiyi bıraktı. Daha önceleri bazı kentler barbarlar ve Hellenler tarafından ele geçirilmesine karşın bu kadar fazla zarar görmemişlerdi. Hiçbir zaman bu kadar fazla insan sürgün edilmedi ya da öldürülmedi. Eskiden inanılmakta güçlük çekilen felaketler artık kolayca onaylanabiliyordu. Ayrıca doğal felaketler de bunları izledi. O güne kadar hiç görülmedik şiddette depremler, güneş tutulmaları, kuraklıklar, kıtlıklar ve herkesi kırıp geçiren veba salgını da aynı zamanlarda yaşandı. Savaşla birlikte bütün bu felaketler Hellas'tan ellerini çekmediler. Atinalılar ve Peloponnesoslular arasında Otuz Yıl Barışı'nın bozulması savaşın başlangıcına işaret ediyordu. Gün olur da insanlar gelip bu savaşın nedenini merak ederler diye bunları anlatıyorum. Ancak hiç kimsenin itiraf etmediği asıl neden Atinalılar'ın aşırı derecede güçlenmeleri ve Spartalılar'ın da onlardan çekinmeleriydi.''
Dağlar Depremlere Sebep Mi Olur? Genel Kur’an meallerinin verdiği anlamlar doğrultusunda birtakım ayetlerde (Nahl 15, Lokman 10) dağların depremleri önlediği bahsedilir. Celal Şengör ise, dağların depremleri önlediğini değil; aksine dağların depremlere sebep olduğunu iddia etmiştir. Ancak bu bir çarpıtmadır. Çünkü dağlar depremlerin bir
"Ah ne güzeldir, sevilmek, fakat daha iyisi sevmektir. Tutku yüreğin cesur olmasına neden olur. Yürek artık iyice temizlenmiştir, en yükseklere uzanır. Bir buzulda, bir ısırganın yeşermeyeceği gibi, böyle bir yürekte gereksiz bir düşünce filizlenmez. Yüksek ve huzurlu ruh, sıradan tutku ve heyecanları barındırmaz. O bu dünyanın, bulut ve gölgelerinin üstünde delilikleri, yalanları, kinleri, tutkuları ve yoksullukları geride bırakarak, göklerin mavisinde yaşar. Dağ doruklarında depremler nasıl duyulmazsa, o da artık kaderin derin ve gizli sarsıntılarını duymaz."
İnsanın kendini ve çevresindekileri kemirip durmadığı tek bir an bile yoktur. Farkında bile olmadan herşeyi yıkar geçer. En masum yürüyüş bile binlerce zavallı böceğin ölümüne neden olur. Tek bir adım, çalışkan bir karıncanın yuvasını mahvedip, küçük bir dünyayı yerle bir eder. Hayır, beni etkileyen, köyleri yok eden seller ya da kasabaları yutan depremler gibi büyük ve nadir facialar değil, insanın barbarligidir..
35 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.