Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Torbacı reklamı resmen
Güçlü bir depresyona, sosyal kaygı ya da başka bir duygusal bozukluğa yatkınlık ile dünyaya gelmişseniz, ne yazık ki, bunlar muhtemelen hiç peşinizi bırakmayacaktır. Bu biyokimyasal bozuklukla baş etmede tek umudunuz, onu başka kimyasallarla dengelemek olacaktır. Maddi bir sorunun maddi çözümü. Bilincinizmiş, aklınızmış, bu oyunda yerleri yoktur.
Nörobiyolojiyle ilgili mevcut bilgilerimiz mutlak özgürlük diye bir şey olmadığını açıkça ortaya koyar. Erken gelişim dönemlerinde birçok genetik unsur ve çevresel etki beynimizin gelişimi üstündeki etkileriyle beyinlerimizin yapısını ve böylece hayatımızın sonuna dek işlevini belirler. Sonuç olarak, hayata sadece fazla miktarda olasılıkla ve yetenekle değil, bağımlılığa karşı konjenital bir eğilim, belli bir saldırganlık seviyesi, önceden belirlenmiş bir cinsel kimlik ve cinsel eğilim ve sınır kişilik bozukluğuna, depresyona, şizofreniye veya dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğuna yatkınlık gibi bir sürü kısıtlamayla da başlarız.
Reklam
Medyada yer alan bir makalede Pitssburgh Üniversi tesi Tıp Fakültesi'nde bilim insanları tarafından sosyal medya kullanımı ve depresyon ilişkisinin incelendiği bir araştırmadan bahsediliyordu. Yaşları 19-32 arasında de ğişen 1.787 kişi üzerinde yapılan araştırmada, "sosyal medyada yaşıtlarının aşırı, abartılı, gerçekçi olmayan paylaşımlarına tanık olan kişilerin imrenme, kıskançlık haset gibi duygulara ve başkalarının çok daha mutlu ve başarılı bir yaşamları olduğu şeklinde çarpık düşüncelere kapılmalarının depresyona yatkınlık oluşturabileceği söyleniyordu.
216 syf.
8/10 puan verdi
·
301 günde okudu
Depresyondan Çıkış Yolu: Kendi Kendine Yardım Kitabı
Prof. Dr. M. Hakan Türkçapar'ın derinlemesine bilgisini ve tecrübesini esirgemediği, Epsilon Yayınevi tarafından yayımlanan "Depresyondan Çıkış Yolu," Hayatı Anlamak serisinin ilk kitabı olarak karşımızda duruyor. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) ışığında, bu kitap, depresyonun sinsi ve karmaşık doğasını açığa çıkarıyor ve bireyin
Depresyondan Çıkış Yolu
Depresyondan Çıkış YoluM. Hakan Türkçapar · Epsilon Yayınevi · 2020247 okunma
Kendini ilk defa gördüğün kırık ayna
Modern zamanın en büyük yanılgılarından biri, her şeyin elimizde ve kontrolümüzde gibi hissettirmesidir. Halbuki hayata bakış açımızı belirleyen en önemli şeylerden biri, pakete dahil olarak gelen genetik mirasımız. İyimserlik, mutluluk, huzur ya da kaygı ve depresyona yatkınlık gibi önemli konularda genetik mirasımızın önemi inkâr edilemez seviyede. Bunlar dünyaya geldiğimizde ham malzeme şeklinde diyebiliriz. Bu malzemenin nasıl işleneceği, ileriki yıllarda nasıl bir kişiliğe sahip olacağımızın ve ne gibi sorunlar yaşayacağımızın temel belirleyicilerinden birisidir. Anne babanın kendisiyle, birbirleriyle veya dünyayla sorunları varsa çocuğuna sunduğu ayna, kırık bir ayna olabiliyor. Kırık bir aynanın bize sunduğu görüntü, gerçeğin bozulmuş hali olacaktır. Olduğundan daha çirkin, daha kusurlu ve hatta değersiz...
Sayfa 25 - Sahı KitapKitabı okudu
Renklerin Şifadaki Anlamları ve Tercih Edilme Sebepleri
Turuncu: Cinsel potansiyeli arttırır ve bağışıklığı güçlendirir. Yaşam görevimiz düzeyinde hırsımızın ifadesini bulduğu renktir. Bedendeki genel enerji dağılım düzeyini hızlandırır. Yorgunluğa, depresyona, bağırsakların verimli çalışmasına ve uykusuzluğa iyi gelir. Turuncu dışa dönük, heyecan ve mutluluk verici, dinamik, dikkat çekici, çarpıcı ve iç açıcı bir renktir. Kırmızıdan sonraki en sıcak renk olan turuncu gösterişin ve şatafatın rengidir, fakat kırmızı kadar rahatsız edici değildir. Turuncu rengi seven insanlar genellikle dışadönük, hareketli, neşeli ve sosyal ilişkileri kuvvetlidir. Bazen de gösterişe yatkınlık, sürekli haklı olma ve üstün gelme isteği görülebilir. Turuncu renk metabolizmayı hızlandırır. Canlılık, cesaret ve güven verir. Zihni harekete geçirir. Pankreas, böbrek, dalak sorunları, karaciğer hastalıkları ve mide ülserine karşı faydalıdır. Romatizma şikayetlerini azaltmaya yardımcı olur. Emziren anneler için de faydalıdır.
Sayfa 270 - Alfa Yayınları
Reklam
Hastalara anlatılmalıdır ki epigenetik bilimi, depresyona sebep olacak ya da depresyondan uzaklaştıracak birçok faktörün etkisiyle genlerin sürdürülebileceği ya da bastırılabileceğini ortaya koymuştur. Örneğin; sosyal destek yoksunluğu veya travmatik ilişkileri de içinde barındıran psikososyal faktörler ( yakın ilişki suistimali gibi) depresyona genetik yatkınlık riskini artırmaktadır.
İyimserlik, mutluluk, huzur ya da kaygı ve depresyona yatkınlık gibi önemli konularda genetik mirasımızın önemi inkar edilemez seviyede.
İşkence, birçok dünya ülkesinde olduğu gibi Türkiye’de de iktidar tarafından bir kontrol yöntemi olarak görülen bir insan hakları suçudur. Üçüncü bir kişinin işlediği veya işlendiğine dair şüphe duyulan bir suç nedeniyle cezalandırma, ayrımcı davranışlar, bilgi alma, itirafta bulundurma gibi amaçlarla kamu görevlisinin kendisi veya başkası adına
Modern zamanın en büyük yanılgılarından biri, her şeyin elimizde ve kontrolümüzde gibi hissettirmesi… Halbuki, hayata bakış açımızı belirleyen en önemli şeylerden biri, pakete dahil olarak gelen genetik mirasımız. İyimserlik, mutluluk, huzur ya da kaygı ve depresyona yatkınlık gibi önemli konularda genetik mirasımızın önemi inkar edilemez seviyede. Bunlar dünyaya geldiğimizde ham malzeme diyebiliriz. Bu malzemenin nasıl işleneceği, ileriki yıllarda nasıl bir kişiliğe sahip olacağımızı belirlediği gibi, ne gibi sorunlar yaşayacağımızın da temel belirleyicilerinden birisidir.
Sayfa 22 - İnkılapKitabı okuyor
34 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.