Der ki Bişr-i Hafi... "İnsana güvenme... İnsanlar bugün över, yarın döverler. "
Sayfa 240Kitabı okudu
Der ki Bişr-i Hafî: "İnsana güvenme... İnsanlar bugün över, yarın döverler."
Sayfa 240 - Tutku
Reklam
Fakirlerin Dereceleri
Bişr-i Hâfi der ki :Fakirlik üç derece üzeredir : Birincisi: Dilenmezler, verirlerse almazlar. Bunlar ruhani varlıklara ( yanı meleklere) illiyin'de olurlar. İkincisi: Dinlenmezler. Ama eğer verirlerse alırlar. Bunlar Allah'a yakın olanlarla Firdevs Cenneti'nde olurlar: Üçüncüsü : Dilenmesi zaruret olunca dinlenenler. Bunlar ashâb-ı ye-min'den olurlar.
Sayfa 28 - GELENEKKitabı okudu
Der ki Bişr-i Hafi... "İnsana güvenme... İnsanlar bugün över, yarın döverler."
Sayfa 221Kitabı okudu
Nefsine, Bişr el-Hafi'nin kendisi ile birlikte yolculuk yapan arkadaşlarından birine davrandığı gibi davran. Bişr arkadaşlarından birisi ile sefere çıkmıştı. Arkadaşı susayıp, "şu kuyudan su içelim mi?" diye sorunca o "diğer kuyuya kadar sabret." demiş. O kuyuya vardıklarında da "diğer kuyuya kadar sabret.” demiş ve mütemadiyen onu oyalamış. Yol bittiğinde arkadaşına dönmüş ve "işte dünya böyle aşılır.” demiş. Bu kıssayı nakleden İbn-i Cevzi der ki: "Bu kuralı idrak eden, nefsini oyalar; ona nazik davranır ve güzel şeyler vaat eder ki yüklendiği ağır mükellefiyetlere sabretsin. Unutulmasın ki nefsi idare etmek ve ona nazik davranmak şarttır; çünkü ancak bu suretle yol katedilebilir."
Reklam
Inanç ve ameli ne olursa olsun herkes Allah Teâlâ'yı sevdiğini iddia edebilir. Fakat muhabbet, sadece iddiadan ibaret değildir; onun varlığını gösteren delil ve işaretlere ihtiyaç vardır. Ayet-i kerîme, Allah'ı seven bir kişinin, O'nun gazabını çekecek şeylerden mutlaka kaçınması ve hidâyet rehberi olarak gönderdiği Rasûlullah (s.a.v.)'e ittiba etmesi gerektiğini şart koşmaktadır. Hasan Basrî (k.s.) şu öğüdü verir: "Sakın ola ki, 《Kişi sevdiği ile beraberdir》 (Buhâri, Edeb 96; Müslim, Birr 165) hadis-i şerifi senin için bir aldanma sebebi olmasın. Sen iyileri sevsen de onlara ancak yararlı işler yapmakla katılabilirsin. Yahudiler de hıristiyanlar da peygamberlerini severler. Ne var ki onlarla hiç bağlantıları yoktur," Hasan Basrî'nin bu cümlesi üzerine İmam Gazalî (k.s.) şu açıklamayı yapmıştır: "«Kişi sevdiği ile beraberdir» hadis-i şerifi, yapılan işlerin pek çoğunda, hiç değilse bir kısmında ortak yan bulunmaz ise, kuru sevgi hiçbir mâna ifade etmez." (Hànî, el-Hadâiku'l-verdiyye, s. 318-319) Şu misâller Rasûlullah (s.a.v.)'in izinden yürüme ve onun sünnetine uyma bakımından ne kadar ibretlidir: Bişr-i Hafi (r.h.) der ki: "Bir gece rüyâmda Fahr-i Alem Efendimiz (s.a.v.)'i gördüm. Bana dedi ki: «-Ey Bişr! Allah senin değerini niçin yüceltti, bilir misin?» «-Hayır ya Rasûlallah!» dedim. Buyurdu ki: «-Benim sünnetime uyman, sâlih kimselerin hizmetinde bulunman, din kardeşlerine öğüt vermen, ashâbımı ve Ehl-i Beyt'imi sevmen, seni sålihlerin makâmına yükseltti.»" (Mahir İz, Tasavvuf, s. 184)
Sayfa 401 - Erkam Yayınları, 1. Cilt