Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
’Babam bekliyor beni orada.’’ ‘’Ne iş yapar, baban?’’ ‘’Yazar.’’ dedi Derda. ‘’Adı ne, tanır mıyız?’’ ‘’Oğuz Atay.’’ ‘’Bilemedim.’’ dedi yaşlı adam. Bir an için Derda, gömleğinin altındaki silahı çekip adamı vurmayı düşündü. Oğuz Atay’ı tanımadığı için.
360 syf.
10/10 puan verdi
Spoi var falan anlamam istemeyen okumasın...
"Seni az seviyorum" dedi Derdâ. "Ben daha az" dedi Derda. Bir daha da konuşmadılar... Uzun zaman sonra bir inceleme daha ki bence bu kitaba bir çok inceleme yazılabilir... Derdâ ve Derda ile aynı isimleri taşıyan ve aslında yolları aynı yaşta (11) bir mezarlıkta kesişen iki küçük çocuğun kendini bulma yolunda yaşadıkları
Az
AzHakan Günday · Doğan Kitap · 201921,2bin okunma
Reklam
Oğuz Atayı anlamak...
" Birkaç gün önce, dünyadan gelmiş geçmiş bütün insanların kötü olduğunu düşünen Derda, bir anlığına da olsa, herkesin iyi olabileceği ihtimaline inanıyordu. Her insan ve oğlunun Oğuz Atay'ı sevmiş olabileceğinin hayalini kuruyordu. Çünkü Derda'ya göre Oğuz Atay, iyi olan her şeydi. İyiliğe ilişkin her şey. Gözünün önüne, Günlük'ün sonundaki fotoğrafları geliyordu. Özellikle de sonuncusu. Oğuz Atay'ın, Derda'nın gözlerine baktığı fotoğraf. Kulaklarındaysa, kendi sesi vardı: Yalnız değilim..."
Sayfa 280 - Derda
Türkiye'nin Ruhu...
"* Derda biliyordu. Ölmeseydi Oğuz Atay'ın ne yazacağını. Hatta Günlük'ü okumuş olan herkes biliyordu. Türkiye'nin Ruhu!" "Hah!" dedi Süleyman. "O işte! Türkiye'nin Ruhu! Adı bile güzel! Ama bak, sonra ne oldu? Türkiye'nin ruhu mu kaldı? Sattı Türkiye ruhunu! Hem de yıllar önce sattı. Hem de bir pezevenk gibi sattı! Anlayacağın, bir orospu parasına gitti memleketin ruhu! Oğlum, içsene!" Yine her yeri buruştu Derda'nın. Votkadan yandı, uykudan söndü."
Sayfa 271
Tutunamayanları anlayamadığını söyleyenlere hitaben...
" Derda bir felçli gibi yatıyordu. Beton zeminde, görünmez bir çarmıha gerilmiş gibi kollarını iki yana uzatmıştı. Her nefes alıp verişinde göğsünün üzerindeki Tutunamayanlar yükselip alçalıyordu. Yedi yüz küsur sayfalık kitabı bitirmiş, tavana bakıyordu. Hayatı boyunca okuduğu ilk romandı. Anladığıysa bir toz kadar. Zihninde tek bir toz tanesi, hızla inip kalkan göğsündeyse Tutunamayanlar'ın geriye kalanı vardı. Bu yüzden nefes almakta zorlanıyordu. Cümleleri anlayamamış olsa da, bir araya geldiklerinde hissettiklerinden. Derda, Oğuz Atay'ı anlayamamış, ancak daha da ileriye gidip hissetmişti. Belki de oraya giden yol, anlamamaktan geçiyordu. Anlamayı sağlayacak anahtarlara sahip olmamaktan. Romandaki adlar, olaylar, karşılaşmalar, söylenenler, her şey başının etrafında dönüyor, evin dört duvarını renkten renge sokuyorlardı. Derda, tavanı bir gökkuşağı gibi izliyor, yağmurun altındaki bir sarhoş gibi yatıyordu."
Sayfa 243 - Derda...
Notalar yavaşladı ve gözkapakları birbirlerine kalktı.İkisi de uzanıp kadehlerini aldı ve gözlerini aşklarından ayırmadan yudumlarını çektiler.Bir nefes gibi.Bir nefes zehir... "Seni az seviyorum" dedi Derdâ. "Ben daha az" dedi Derda. Bir daha da konuşmadılar... Bir ara, duvardaki işareti izleyip düşündüler: Oğuz Atay'la başlayanın Oğuz Atay'la bitişini. Follia adındaki sonsuz melodinin eşliğinde Birbirlerine son kez bakıp uyudular. Ölümüne . Seksen yaşındaydı. İkisi de. Birlikte olabilmek için kırk yıl,Birlikte ölebilmek için de Bir kırk yıl daha Yaşamışlardı.
Sayfa 354Kitabı okudu
Reklam
360 syf.
10/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Adı kısa bir kelime, kendi şahane bir roman. 11 yaşında bir tarikat şeyhinin oğluyla evlendirilen korucu kızı Derda ile hapisteki bir gaspçının aynı yaştaki oğlu “mezarlık çocuğu” Derda’nın bir mezarlıkta kesişen hayatlarının ve bu iki çocuğu kırk yıl boyunca her tür şiddetle yoğrulan hayat hikayesi. ( Bazı sayfalarda nefes almakta ve okumakta zorlandım.) Kitaptaki olayların hepsini o kadar güzel aktarılmış ki okurun anlamamasının mümkün olmaması ile beraber etkilemekten başka bir yolunun olmaması. Ayrıca kitap içine serpilen bir Oğuz Atay hayranlığı, yaptırılan dövme, mührü, yokluğuna isyan…Okuma ayrı keyifliydi, kitabı okumayan okuyuculara önermek başka bir keyif. İki ayrı hayat. İsimleri aynı, kaderleri benzer. Yaşadıkları farklı olsa da acılar aynı…
Az
AzHakan Günday · Doğan Kitap · 201921,2bin okunma
— Ne iş yapar, baban? — “Yazar” dedi Derda. —“Adı ne tanır mıyız?” —“Oğuz Atay” “Bilemedim” dedi yaşlı adam. Bir an için Derda, gömleğinin altındaki silahı çekip adamı vurmayı düşündü. Oğuz Atay’ı tanımadığı için. Sonra vazgeçti. Onun hatası değil ki, dedi içinden. Ona Oğuz Atay’ı anlatmayanların işi bu. Yaşlı adamı affetti ve “öğrenirsin” dedi .
Sayfa 308 - Doğan Kitap 79. BaskıKitabı okudu
360 syf.
6/10 puan verdi
·
28 saatte okudu
çok olmadığımız kesin
!spoiler dolu! Ben tatmin olamadım. Çok uzun süre merak edip bir anda alıp bir anda bitirdiğim için çok düşünmeden yazacağım, içinden yeraltı kısmını çıkaralım ve çok tatlı bir aşk kitabı olsun. İlk baştaki derdanın hayatı evlilik kısmını boğularak okudum sonra yaşadıkları bir anda hızlandı eroin bağımlılığı yüzeyseldi transseksüel kişilikler o kadar detaysızdı ki hadi kitapta adam kadın olmak istesin ama bunun haricinde hiçbişi olmasın sadece okuyan yuh bu ne desin der gibiydi, açıkçası bir ara chuck palahnuik esintisi alır gibi hissettim ama belki bu yeraltı edebiyatına onunla başlamamdan kaynaklıdır bilemiyorum neyse. Sonra başka bir derda geldi mezarlık tamam ölüm kasvet evet oğuz atay ile tanışması kitapta yazıların değişmesi hayal görmesi falan ya tamam ama neden yani? o kadar kendine çekmeyen sarmayan hissettirmeyen bir yazımdı ki kitabın ana hatları ile detaylar o kadar uyumsuzdu ki belki de bu yüzden bu kadar hızlı bitti kitap okurken hiçbir şey hissetmedim çünkü sadece sayfaları çevirdim… Yeraltı edebiyatı ögelerinin sadece yeraltı olsun diye kullanıldığını düşünüyorum kurguya hiçbir katkıları yoktu onun dışında kalan her şey çok güzeldi birbirlerinin hayatlarını fark etmeden etkilemeleri falan. Yiğidi öldür hakkını yeme ne kadar yeraltı kısmını kötü bulsam da kitaptaki bazı cümleler gerçekten çok hoşuma gitti Hakan Gündayın okuduğum ilk kitabıydı eğer edebiyatta sahip olduğu gücü bu ince cümleleri kurabilmekse tebrik ederim çok hoşlardı.
Az
AzHakan Günday · Doğan Kitap · 201921,2bin okunma
Derda, Oğuz Atay'ı anlayamamış, ancak daha da ileriye gidip hissetmişti. Belki de oraya giden yol anlamamaktan geçiyordu. Anlamayı sağlayacak anahtarlara sahip olmamaktan.
Sayfa 243Kitabı okudu
Reklam
’Babam bekliyor beni orada.’’ ‘’Ne iş yapar, baban?’’ ‘’Yazar.’’ dedi Derda. ‘’Adı ne, tanır mıyız?’’ ‘’Oğuz Atay.’’ ‘’Bilemedim.’’ dedi yaşlı adam. Bir an için Derda, gömleğinin altındaki silahı çekip adamı vurmayı düşündü. Oğuz Atay’ı tanımadığı için.
360 syf.
·
Puan vermedi
Çocukluğu olmayan çocukların hikayesi...Derdâ ve Derda.
Herkese merhaba, Öncelikle kitabı okumak isteyen sana sesleniyorum. Eğer depresyondaysan, hassas miden, kalbin ve zihnin varsa kesinlikle bu kitabı daha sonra okumanı öneririm. Nedenini bir gün kitabı okursan anlayacaksındır. Buraya kadar gelip incelemeyi okuduysan bazı yerlerde spoiler içerdiğini söylemek isterim. Sonra bana kızma. Kitapta bolca
Az
AzHakan Günday · Doğan Kitap · 201921,2bin okunma
Her insan ve oğlunun, Oğuz Atay'ı sevmiş olabileceğinin hayalini kuruyordu. Çünkü Derda'ya göre Oğuz Atay, iyi olan her şeydi. İyiliğe ilişkin her şey.
Sayfa 280 - Doğan KitapKitabı okudu
Derda, Oğuz Atay'a karıştığını hissediyor ve okumuş olduğu mutsuzluğu, hissedebileceği her yerinde hissediyordu. En azından, Oğuz Atay'ın da kendisi kadar yalnız ve mutsuz olduğuna inanmıştı.
Sayfa 257 - Doğan KitapKitabı okudu
Derda, Oğuz Atay'ı anlayamamış, ancak daha da ileriye gidip hissetmişti.
Sayfa 243
574 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.