Türkiye’de PKK, Suriye’de IŞİD ve PYD başımızın belası!.. Türkiye’nin başına terör, sığınmacılar, komşularıyla berbat ettikleri ilişkiler, hayat pahalılığı, yüksek enflasyon gibi dertler çökmüş, vatandaş nefes alamaz haldeyken… Meğerse bizim asıl derdimiz neymiş?.. BAŞKANLIK!.. Evet, başkanlık zorlaması o hale geldi ki Türkiye’deki bütün dertler onun altında kaldı… Her gün başkanlık!.. Sabah-akşam başkanlık!.. Yeni anayasa yapmak için parti temsilcileriyle komisyon kuruluyor, gündem BAŞKANLIK!.. Yeni anayasa başkanlığa göre yapılacak!.. Yani dert, yeni anayasa filan değil BAŞKANLIK!.. Kusura bakmayın ama başkanlık denilince artık midem bulanmaya başladı… Dünyada böylesi görülmemiştir, başkanlığın da suyunu çıkardılar ya valla helal olsun!.. MEHMET TÜRKER
GİDERSEN ISLIK ÇAL.... Ben gidersem... devlet yıkılır” diyorsun. Devletlerden bize ne, ayakta durması gereken insandır. Sen şimdilerde insanları bir bir deviriyorsun; dik duranlara tahammül edemiyorsun. Gazetecileri, sanatçıları, hukukçuları, akademisyenleri avlıyorsun. Ülkenin geleceğine dair son bir umut olabilecek tüm kaleleri vahşice bombalıyorsun. Sen gidersen, devlet falan yıkılmaz. Devlet denilen meret her seferinde küllerinden yeniden doğar. Hem de bir öncekiyle aynı açmazlarla, çıkmazlarla ve potansiyel faşistliklerle... O yüzden devletin yıkılmasını dert etmenin bir anlamı yok. Yeni faşist devletlere, yeni diktatörlere direnebilecek insan önemli. Bugün değilse bile bir gün, mecbur, gideceksin ve yerini bu coğrafyada sık sık olduğu gibi belki de beterine terk edeceksin... Kendinden sonrakilere sindirilmiş ve korkutulmuş, savunmasız bir ülke bırakmaya yeminli iktidarının yarattığı büyük tahribatın altından kalkmak zor olacak. O yüzden mesele senin gidip gitmemen değil; bu süreçte bizim elimizden gidenler, gidecekler... Hukukçular, akademisyenler, sanatçılar, gazeteciler, sivil direnişçiler... Bu ülkede fikirleri yüzünden onlar ardı ardına hapse giderse... Herkes korkudan sinerse... Ve ülke bunu katlanarak, susarak izlerse... Devlet değil ama insan yıkılır, halk yıkılır, hayat toptan yıkılır. O yüzden sen ister git, ister gitme... Bizim derdimiz, sen gidersen değil sen kaldıkça yıkılanlar, yıkılacaklar. Bu arada bir mucize olur da gidersen, ıslık çal. MİNE SÖĞÜT..
Reklam
Kelebeğin Hayat Sırları
Oysa bizim sığınacak güvenli yerlerimiz ,yemeğimiz ve suyumuz var. Peki derdimiz ne?
Serdar Tuncer
Bu ömrümüzün çilesidir. Hani desem ki yaptığım her işte Allah rızasını dert ediyorum. Bu çok muazzam iddia olur. Böyle bir şeyi yapabildiğimi asla söyleyemiyorum ama yapmamız gerektiğini biliyorum. Yapabilenlerden biliyorum, yapılabildiğini biliyorum. Dert meselesi o çok mühim. Sizden evvel bir mecliste arkadaşlarla konuştuğumuz husustu. Aynı işi
Anladık
bu gönül alevi eritiyor kemiklerimi yüzdüğüm yerden yüzüyor beni balıklar bu savaş kaybedilmeye müsait değil herkesin ayrı bir kaldıracı var dedim aşk ne de kutsaldır her şeyden onlar leylayı ciddiye aldılar dedim ben bugünü yazmadım onlar da yarını anlamadılar bi dünyalık ki kendime dönerim her nefesimde batar bir güneş var içime öyle aydın ki
445 syf.
1/10 puan verdi
·
Read in 7 days
"Ben ne okudum yine ya?" temalı bir kitabın yorumuyla daha merhabalar. Bu ay okuduğum kitapların çoğu vasattı, güncel okumak bana yaramıyor galiba. Hep bir hüsran, hep bir hezeyan... Afyonkarahisar'dayken başladığım son pdf kitaptı bu. Eve gelince devam etmek istemedim hemen, kitap kokusunu özlemiştim. Öyle çok sevmeyince de elim
Kimsenin Bilmediği Yerler
Kimsenin Bilmediği YerlerBrenna Yovanoff · Aspendos Yayıncılık · 201731 okunma
Reklam
Salzburg’un meşhur delilerinden biri olan Simi kendini Hz. İsa sanırdı. Şehrin tam merkezine yüksek bir yere konuşlanır ve kendince halka seslenirdi. Bazen hitabetinin ihtişamı çevredeki kafelerin bahçesinde oturan insanları rahatsız eder ve kafe sahipleri polise şikâyette bulunurdu. Polis Simi’yi alır götürür ancak Simi ertesi gün yine sokak
Bir Yudum Kitap
Aramayı bilmiyoruz ya da aradığımızı bulduk, farkında değiliz. Belki de bu yüzden bunca derdimiz. Tarihin en çirkin döneminde Stefan Zweig şöyle yazmış: "İyilikle gülümseyebilen insanlar vardı hâlâ." O vakit, ne umudu kesmeli ne de aramaktan vazgeçmeli sevgili okur. Var olun. Ferhat Özkan - Yoksunlar Yapı Kredi Yayınları, s.14-15
550 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.