Poirot, dikkatle onu süzüyordu.
"İşte Jack Renauld'yu bu nedenlerden tutukladım. Bunlara ne diyeceksiniz?"
"Sadece bir tek şeyi dikkate almadığınızı söyleyeceğim."
"Neymiş o?"
"Jack Renauld büyük bir olasılıkla golf alanının planını biliyordu. İşçilerin toprağı kazmaya başlar başlamaz cesedin bulunacağının da farkındaydi."
Giraud bir kahkaha attı. "Bu sözleriniz çok budalaca! Jack Renauld cesedin bulunmasını istiyordu. Ceset bulunmadıkça babasının öldüğü kabul edilmezdi. Ve oda bu yüzden mirası alamazdı."
Poirot ayağa kalkarken gözlerinde o yeşil pırıltının belirdiğini farkettim. "Öyleyse neden gömme gereğini duydu? Düşünün, Giraud. Cesedin çabuk bulunması madem Jack Renauld'un lehineydi, o halde neden genç adam boş yere o mezarı kazdı?"
Giraud cevap vermedi. Bu soru onu hazırlıksız yakalamıştı. Sanki bu noktayı önemli bulmuyormuş gibi omuzlarını silkti.
Poirot, "Ama bu hile Mösyö Giraud'yu kandıramazdı," dedi.
"Benimle alay ediyorsunuz. Ama size son, sarsılmaz bir delili açıklayacağım. Madam Renauld'nun hikâyesi uydurmaydı. Başından sonuna kadar yalandı. Madam Renauld'nun kocasını sevdiğine inanıyorduk. Ama hayır, yine de kocasının katilini saklamak için yalan söyledi. Bir kadın kimin için yalan söyler? Bazen kendisi için. Çoğu zaman sevdiği biri uğruna. Ve her zaman çocukları için. İşte son, yıkılmaz delil bu. Bunu çürütemezsiniz." Giraud sustu. Yüzü başarısından kızarmıştı.
Giraud şapkasını masaya bırakarak küstahça. "Şimdi, Mösyö Poirot," dedi. "Size dedektiflik konusunda kısa bir konferans vereceğim. Biz modernlerin nasıl çalıştıklarını size öğreteceğim."
Poirot oturarak onu dinlemeye hazırlandı. "İyi. Ben de size biz eskilerin yenileri nasıl dinlediklerini göstereceğim." Arkasına yaslanarak gözlerini kapattı. Sonra kirpiklerini aralayarak,
"Uykuya dalmamdan korkmayın," diye ekledi. "Sizi büyük bir dikkatle dinleyeceğim."
"İnanılmayacak kadar romantik bir adamsm. Ben sigorta uğruna küçük çocuklarını öldüren annelere bile rastladım! Onun için artik her şeye inanabilirim."
Delikanlı, "Çok haklısınız, Mösyö Poirot," dedi. "Giraud denilen o adam terbiyesizin teki. Birinin onu yenmesi çok hoşuma gidecek."
"Öyleyse sizden bir ricada bulunabilir miyim?"
"Tabii."
"Trene binin ve Merlinville'den sonraki istasyonda inin. Abbalac'da. Oradaki bagaj memuruna iki yabancının