Terk edilme korkusu bir maya idiyse şayet, o mayayı çoktan çürütmüşlerdi yüreklerinde. Açıp Ahmet Şafak’tan “Olsun”u gözlerini diktikleri ufka doğru gerindiler adam-akıllı.
Şu karşı yaylada, göç katar katar,
Bir güzel sevdası serimde tüter
Bu ayrılık bana ölümden beter
Geçti dost kervanı, eyleme beni.
Şu benim sevdiğim başta oturur
Bir güzelin derdi beni bitirir
Bu ayrılık bana zulüm getirir
Ne yatarsın bülbül kalk figan eyle
Çağırıp ötmenin zamanı şimdi
Kırmızı gül yeşil yaprakta kaldı
Dalında ötmenin zamanı şimdi
Benim Şahım gelir türlü naz ile
Dili tuti kalbi irfan söz ile
Kırmızı bâdeyle cura saz ile
Muhabbet etmenin zamanı şimdi
Benim Şahım gelişinden bellidir
Ak elleri deste deste güllüdür
Dertli olanların derdi bellidir
Derde dert katmanın zamanı şimdi
"Yanarım yanarım tütünüm tütmez
Çıkarım bakarım bülbülüm ötmez
Çalındım çırpındım ellerim yetmez.
Dibi bir kararsız göllerde kaldım."
Yine Pir'imizden:
"Gider isen bu il sana yurt olsun.
Münafıklar aramıza kurt olsun
Ben ölürsem yüreğine dert olsun.
Geçti dost kervanı eğleme beni."
Pir Sultan'a girdim. Bir buçuk ay içinde bu araştırmayı bitirmem gerek. İşin üstesinden gelebilirsem güzel bir çalışma ürünü çıkacak ortaya.
bir sır daha var, çözdüklerimizden başka!
bir ışık daha var, bu ışıklardan başka.
hiçbir yaptığınla yetinme, geç öteye:
bir şey daha var bütün yaptıklarından başka
niceleri geldi , neler istediler,
sonunda dunyayi bırakip gittiler.
sen hic gitmeyecek gibisin, degil mi?
o gidenler de hep senin gibiydiler..
geçmis günü beyhude yere yâd etme,
bir