"Çözdüğümüz sorunları konuşma ihtiyacı duymayız. Yeri gelirse konu açılırsa söyleriz birkaç cümle o kadar.
Çözmeye niyetli olduğumuz sorunlarımızı bir bilenle konuşuruz. Az konuşur, çok dinleriz; gerçekten yol arıyoruzdur.
Bir de çözmek istemediğimiz sorunlar vardır. Çözmeye hazır olmadıklarımız, çok konuşur, hiç dinlemeyiz. Anlattıkça anlatırız; anlaşılmaya ihtiyacımız vardır sadece. Bize verilen her öneriyi “ama” ile başlayan cümlelerle çürütürüz. Olabilir, normaldir.
Çözmeye hazır olmadığımız sorunları bir kere konuşmak dertleşmek sayılsa da sürekli konuşmak karşıdakini istismar etmek sayılabilir.”
Dr.Tülay KÖK
Denge esastır...