haller
"Çözdüğümüz sorunları konuşma ihtiyacı duymayız. Yeri gelirse konu açılırsa söyleriz birkaç cümle o kadar. Çözmeye niyetli olduğumuz sorunlarımızı bir bilenle konuşuruz. Az konuşur, çok dinleriz; gerçekten yol arıyoruzdur. Bir de çözmek istemediğimiz sorunlar vardır. Çözmeye hazır olmadıklarımız, çok konuşur, hiç dinlemeyiz. Anlattıkça anlatırız; anlaşılmaya ihtiyacımız vardır sadece. Bize verilen her öneriyi “ama” ile başlayan cümlelerle çürütürüz. Olabilir, normaldir. Çözmeye hazır olmadığımız sorunları bir kere konuşmak dertleşmek sayılsa da sürekli konuşmak karşıdakini istismar etmek sayılabilir.” Dr.Tülay KÖK Denge esastır...
Ne güzeldir; Derdi verenle dertleşmek... ✨
Reklam
İnsan olmanın en büyük düğümü; Düşünmek! Çözümü olmadan, yıllarca bir cevabı bulabilmek için debelenmek. Her devinimde daha da düğümlenmek. Bu sonsuz bir döngü. Sonunun ömürle bağlantılı olduğu...
Karart göklerini Zeus, Duman duman bulutlarla; Diken başlarını yolan çocuk gibi de Oyna meşelerin, dağların doruklarıyla. Ama benim dünyama dokunamazsın, Ne senin yapmadığın kulübeme Ne de ateşini kıskandığın ocağıma.
Seher vakti çaldım yarin kapısını
youtu.be/clGYOyDi_UA?t=204 "Gönül" kelimesinin telaffuzu üzerine uzun uzun konuşurlarken, Neşet Ertaş''ın dilinden düşmeyen "seher vakti"nin anlamına varamadılar. O menzile varamayınca, o bilgi de nazil olamıyor. Seher vaktinin hangi vakit olduğunu bile bilmedikleri için olsa gerek, o vakitte yarin kapısını çalmak, ne hikmetse, kimseye tuhaf gelmiyor. Zaman anlayışı değişince, insanın anlayışı da değişiyor. Bir dert, nerede ve ne zaman demlenmişse, o vakit ve orada dertlenmek, demlenmek icap eder. Meseleyi hakkıyla anlayabilmek için. Seher vakti Kur''an-ı Kerim okumazsan, bunları nasıl hakkıyla anlayabilirsin: "Onlar seher vakitlerinde Allah''tan bağışlanma dilerlerdi.", (onlar) "seher vakitlerinde istiğfar edip yalvaranlardır".
1.000 öğeden 371 ile 380 arasındakiler gösteriliyor.