Serdar Tuncer'in kalemine uygun bir kitap olmuş, hem günümüz türkçesini kullanmış ve beyitlerden örnek vererek tasavvufi yönü ortaya çıkmıştır. kitaptan anladıklarım sanki elveda diye algıladım bazı şeylerden kendi dünyası ile ilgili, yalnız bizlere de tavsıyeler de bulduğu okudum. İnsanların boş hayeller yerine Kurbanım şiiri geldi aklıma..
Sen
ÇAYLAR ŞİRKETTEN -1
Şiire Yorum Yapın İstanbul - Ankara - Kayseri
Adana - Antep - Mardin
Bursa - İzmir - Bodrum
üç yıldır gider gelirim
302 Mercedesin arka koltuğunda
Günaydın dostlar.
Taner isimli bir abimiz Kindle, E-Okuyucu hakkında güzel bir ileti paylaşmış. (Bağlantısı sondadır)
Kindle aldığımdan beri böyle bir şey yazmak istiyordum. Taner bey'in yazısı da ilham kaynağı oldu. :)
Normalde "cihaz reklamı" yapmak bana göre dünyanın en itici şeyidir. Fakat ben Kindle'a bir marka, cihaz gözüyle
Burada, bu şarkımı söylerken
Benim Türkiye'de yaşadığım çok zor günlerde
Bir merhabasını istediğim, fakat o merhabayı benden esirgeyen,
Ulusal anlamda bu kaderi paylaştığım
Bütün arkadaşlarıma ve dostlarıma İnce bir sitemdir
Umarım beni anlarlar...
Ağlama, bu günler gelirde geçer babam
Ağlama, bu dertler elbet biter babam
Ocaksız köylerimde, dumanlar tüter elbet
Ben yandım, sen yanma Allah aşkına...
İki damla gözyaşımla
Satıldım pazarlarda
Kırdılar yüreğimi
Kırdılar azarlarla
Sürgünlere yolladılar
Sabah dörtte yağmurlarla
Ben yandım
Siz yanmayın Allah aşkına...
Ahmet Kaya - Siz Yanmayın
yüzümde beş bıçak yarası
bir org çalınır gibi yanıbaşımızda
öyle kendinden geçmiş, öyle başıboş
öyle derin duygular içindeydik, anlatılmaz
sarhoş rüzgarlara bıraktık kendimizi
aldığını geri vermez dalgalara
görmediğimiz ülkeler gördük gün doğusunda
tatmadığımız yemişlerden tattık; günahkar olduk
alevden bir tasta eridi günler
bir cehennem
bir gün daha geçti yine sensiz,
aşkım ağlıyor bak sessiz sessiz
ben çaresiz, çare bensiz
ümidin senin olsun
sana gelen dertler benim
mutluluk senin olsun. 🍃🖤
¶¶Mezar taşlarındaki ölüm tarihleri, ölülerin bizi kaç yıldır beklediğini gösterir.¶¶
¶¶Hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Çünkü hiçbir şey görüntüden ibaret değildir.¶¶
Kitabımız Coca-Cola ve Pepsi gemisinin çarpmasıyla başlıyor... Evet yanlış okumadınız :)) Deniz yanıyor ve her yer kan revan içinde...
Murat Menteş'in kelime, kurgu ve
Masumiyet Müzesi ...
Edebi açıdan pek bi değeri olmasada,okurken süründürsede ,her ne kadar Pamuk sevmesemde kitabın alıntıları için okudum.
Masumiyet Müzesi 1970’lerin ortalarından 1980’lerin ortalarına uzanan bir aşk öyküsü anlatıyor. “kahramanları kederli diye bir roman da kederli olmak zorunda değildir.” (s. 115).
kitabın en güzel bölümleri; son cümlesi ve dünyanın farklı yerlerindeki müzelerle ilgili yer verdiği bilgilerdi.
"Okura son sözünüz nedir?"
"Ben, o kahraman gibi, okurların bizleri uzaktan anlayamayacağını söylemeyeceğim. Tam tersi müzemizi gezenler, kitabınızı okuyanlar bizi anlayacaklardır. Ama başka bir sözüm var."
"Bu fotoğrafı müzeye koyun Kemal Bey, lütfen," dedim.
"Kitaptaki son sözüm şudur Orhan Bey, lütfen unutmayın..."
"Unutmam."
"Herkes bilsin, çok mutlu bir hayat yaşadım."..
Füsun Kemal'i gerçekten seviyor muydu?
maalesef bunu hiç bir zaman öğrenemeyeceğiz....
Kemal'in aşkı bazen kitapta psikopat bir hal alıyor.
bir zamanlar benim sevgilimdin
yanımdayken bile hasretimdin
şimdi başka bir aşk buldun
mutluluk senin olsun
dertler benim çile benim
hayat senin senin olsun...
umarım bir gün
Masumiyet Müzesi 'ine gitmek nasip olur:)
"Bana yalan söylemeni isterdim aslında... Çünkü insan ancak kaybetmekten çok korktuğu bir şey için yalan söyler."
İlk iki faz deneyleri tamamlanan, son fazı da başarıyla geçerek toplumsal kırılmaları tespit etmek üzere yerini alan dergi
İzdiham - Sayı 47 (Aralık 2020-Ocak 2021)’ın şimdilik son sayısı çıktı. Daha önce nereden alabiliyorsanız aynı yerlerde rahatlıkla bulabilirsiniz. Bu ay Belçika, Mısır ve Azerbaycan’da da olacak.
Az önce
MEZARINDA KURŞUNLANAN ADAM...😞😞😞
" Yıl 1912..
Van’da doğdu..
Adı Mehmet’ti..
Mehmet Ruhi Su..
Küçük yaşta annesi ve babasını kaybetmişti..
Onları hiç tanımadı..
Dün geceyi kalbimiz mahzun, içimiz öfke, gözlerimiz gözyaşı dolu geçirdik Müslümanlar olarak...
Aslında her asırda Müslümanların yaşadığı durumun aynısını yaşadık...
Kâfirlere karşı savaşan hak tayfa yeryüzünde hep vardı.
Batıla karşı dimdik savaşan, o hak tayfaya ulaşamayan, imkânları olmayan bizim gibi çaresiz Müslümanlar da hep oldu. Biz ilk