112 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Sultan bir konaktan diğerine gelin gelen, hiçbir şey kendisine sorulmayan, bir kukla gibi başkalarının istediğini yapan bir kadın... Sultan'ın bir oğlu oluyor ama engelli olduğu için ne eşinin ailesi nede kendi ailesi seviyor minik Savaş'ı. İsmi Savaş'tı evet ama savaşamamıştı hayattan kopup gitmişti. Zaman geçer Sultan'ın güzeller güzeli bir kızı olur, bu kez herkes sever, ailesi komşular vb. Kızının adı Dua'dır Dua çalışkan, ne istediğini bilen, mücadeleci bir kızdır. Yıllar geçer Dua büyür, bir düğünde gördüğü adama (Murat'a) aşık olur, Murat'ta ona... Murat'a olan hasret ağır basınca, birlikte İstanbul'a kaçmaya karar verirler. Ama kendisini bekleyen olumsuzluktan habersizdir. Dua'nın ailesi bu olaylardan sonra onu cenazelerinden bile men ederler. Dua'nın annesi ikinci evladınında gidişine dayanamayıp ağır bir hastalığa yakalanır. Dua komşusu Naz ile tanışır, onunla tanıştıktan sonra kan bağı olmasa da can bağı ile bağlanırlar birbirlerine. Naz her zaman, her zorlukta Dua'nın yanındadır. Dua'nın birde kızı olur Zeynep... Dua bir çok olumsuzluklarla uğraşacaktır... Gerisini siz değerli okurlara bırakıyorum, güzel ve tavsiye ettiğim bir kitap, çıkarılacak bir çok dersler de vardır, hem hüzünlü hem mutlu eden bir hayat hikayesi...
Son Bahar
Son BaharNilüfer Çınar Gökkaya · Az Kitap · 202315 okunma
“Kokunun da bir kalbi, hasleti var”
“Sabah kokularla uğraşırken, en sevdiğim “Amber” kokusunu burnuma götürüp kokladığım vakit bir anım canlandı hemen ; Zaman zaman gittiğim yetiştirme yurdunda yaşayan, 8 yaşında ki bir CAN’la el ele yürüdükten sonra kucaklaşırken ; “Memo sen Amber gibi kokuyorsun” dediğinde çok şaşırmıştım. Çünkü ne o gün, ne ondan bir kaç hafta önce bile Amber kokusunu kullanmamıştım. Böyle bir şey nasıl olur diye, düşünmeden edemedim. Bebekler ve çocukların algılarının, safiyetlerinden olsa gerek, yetişkinlerden daha açık ve daha duru olduğunu düşünmüştür hep. OL’ anı görebilme halleri, beş duyunun ötesini... Herhangi bir şeyi kokladığımızda, onun o an bulunduğu halinde ki, öz kokusunu algılarız. Koku, nefesle ulaşır bize. Lakin anladım ki her ne kadar burunla koklanıldığında ulaştığı düşünülsede, kokunun bir kalbi, hasleti var. Dünyevi algının ötesinde. Hani görü için derler ya kalp gözüyle görmek, koku içinde böyle olsa gerek. Yunus Emre ne güzel demiş; “Yine sordum çiçeğe, boynun neden eğridir? Çiçek eydür ey derviş kalbim HAK’ka doğrudur!🖌
Reklam
TARBEK-İ HORASANİ
Acem diyarının zenginlerinden bir tacir, Arap ülkesine gelir. Kıyafet değiştirip Kahire şehrinin bir köşesinde ikamet etmeye başlar. Oturup bir gecede bin dinar keser, balık kursağıyla haplar yapıp içine de bu altınları yerleştirip güneşte kurutur. Bir torbayla pazara götürüp: - Tarbek-i Horasanî getirdim, kim alır? diye bağırmaya
HÜVESİNE GÖRE DARABESİ VAR
Pazarlı demekle meşhur bir meczup vardı. Bazı ilim erbabı, ne zaman arasalar onu bir tekkede bulurlardı. Bir köşede oturur, her şeyden el etek çekmiş bir vaziyette sefasını sürerdi. Kimsenin etlisine sütlüsüne karışmaz, kendi halinde geçinir giderdi. Tekkesinin duvarında sülüs hatla yazılmış büyük bir "hüve (O)" yazısı vardı. Gelenlerden biri dedi ki: Bre Pazarlı! Darabe (dövdü) fiilinin tahtında (altında) "hüve" gizlidir, derler. Bunun gibi büyük "hüve" nasıl olur da darabenin altında gizlenir? Pazarlı cevap verir: - Siz delisiniz galiba! Hüvesine göre darabesi olduğunu bilmez misiniz?!.
104 syf.
8/10 puan verdi
·
15 saatte okudu
BİR NOEL ŞARKISI-kitap yorumu
Charles Dickens
Charles Dickens
sevdiğim eserlere de sevmediğim eserlere de sahip bir yazar oluyor. Daha önce
Büyük Umutlar
Büyük Umutlar
'ı okumuş ve herkes tarafından çok sevilen bir eser olsa da sevememiştim. Daha sonra ise
Oliver Twist
Oliver Twist
'i okumuş ve aşırı beğenmiştim. Bİr noel şarkısını ise çok merak ediyordum çünkü çok duyduğum bir eserdi ve özellikle noel yeni bitmişken hemen
Bir Noel Şarkısı
Bir Noel ŞarkısıCharles Dickens · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20247,4bin okunma
Zaman her şeyi unutturarak her malumattan yeni cehaletler doğurur. Hemen herkesçe malum olan bir şey hemen herkesçe meçhul bir şey olur. Nice adamların gözleri önünde geçen vakalar, şahitleri kalmayınca bir roman mevzusu olur, “Deli miydi, değil miydi?” derler ve “Öldürüldü mü, intihar mı etti?” diye sorarlar. Bilen söyler, bilmeyen söyler. Kimin sesi kuvvetliyse onunki duyulur.
Reklam
1.000 öğeden 261 ile 270 arasındakiler gösteriliyor.