Şeker Portakalı'nı bilirsiniz , benim de oradaki gibi Portugam vardı. Zezesi bendim. En iyi dostuydum. Acemiydim ona yalanlar söyledim, üzdüm onu üzdük birbirimizi. O bana portakal ağacı fidanını öğretti. Çocuktum geldi. Beraber büyüdük. Sarhoşken beni arardı. Tüm yalnızlıklarımız beraberdi. Ona, aşık olduğumu anlatmak istiyorum , deli gibi sevdiğimi , dertleşmek istiyorum onunla yeniden. Bana ' bir şansım olsa seni hayatımdan çıkartırım ' derdi ama çıktı. Portuga ben dostluğumuzu özledim
Yazma Planları Hakkında
Bugün bir arkadaşla yazmak üzerine konuştuk. Yazmayı seviyorum ya, kendi kendime konuşmak, dertleşmek gibi bir şey. Ticari bir kaygıyla, egomu tatmin etmek veya kendimi ispatlamak için yazmak istemiyorum. Bazı şeylerin büyüsü olduğuna inanıyorum. Yazdığım romanı bilerek bitirmiyorum. Çünkü orada çocukluğumun anılarında kazılar yapıyorum, hayal
İçimde kalan çok hevesim var. Tekrar evlenmek istiyorum. Hala babam gibi, bir kadının prensi, göz bebeği, tadı tuzu olmak hayalim var. Karımla el ele gezmek, gülmek, tatile gitmek, sahilde oturup sohbet etmek, akşam kahvesini içerken koca günde ne yaptım ne ettim anlatmak, dinlemek, dertleşmek uyorum. Pazar sabah güzel bir kahvaltı hazırlayıp güleryüzle uyandıran karım olsun istiyorum. Akşam eve gelirken, "Bir şey istiyoru musun diye sorduğumda,canım şunları istiyor alır mısın " diyen soran bir kadın. Valla çok şey istemiyorum...