Hiç tanımadığım biriyle , uzun uzun konuşmak istiyorum. Konuşmak, dertlenmek, dertleşmek, olmamalı bunun adı. Ya da kuru bir lakırtı olmamalı. Bir çekirdek çitlemek gibi olmamalı mesela, olmamalı hiç acın yokmuş gibi. Şöyle iki tane iyi demlenmiş hakkı verilmiş çay, bir de semaver yanında, öyle insanla muhabbet bitmez çünkü..
Sonra; konuşmalı, hayatı sıkıntıları en ufak üzüntüyü mutluluğu... Ağlamalı, ağlayabilmeli...Sonra gülmeli.. Diğer insanlar gibi ;" Takma geçer, herkesin başına gelir." demeyen türden biri olmalı. Acıyı bilmeli, bilmese de acıya saygı göstermeyi bilmeli. Sonra o anlatmalı, onun- yani hiç tanımadığın ama sana derdine buyur eden kişinin- çayını tazelerken ...
Bitmez o konuşma. En tatlı konuşmadan daha güzeldir. Onunla siyaset, aşk, acı, üzüntü konuşabilirsin. Saygı, dürüstlük, empati , içtenlik varsa heleki, daha bi değerli olur konuşma.
Böyle bir insan istiyorum.
Karşılık istemeyecek olan, duygularını muhebbetle birbirine karıştırmayacak olan.Bir daha görmeyeceğim, görsem de yerini bilecek birini.
Bu zamana kadar çok şey istemedim.Bu da çok değil. Ama Yok....