Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Derya Güzelkaya

Derya Güzelkaya
@deryaguzelkaya
4 okur puanı
Temmuz 2022 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Hayat
HayatEngin Geçtan
8.5/10 · 4.039 okunma
Reklam
460 syf.
·
Puan vermedi
·
127 günde okudu
Kar
KarOrhan Pamuk
8.1/10 · 14,4bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İlk gençlik yıllarında entelektüel ya da siyasi bir amaç uğruna ölmek, insanın yazdıkları için hayatını vermesi Ka için ulaşılabilecek en yüksek manevi mertebelerden biriydi. Otuzlarına doğru budalaca hatta kötücül ilkeler uğruna işkencede can veren, siyasi çeteler tarafından sokaklarda katledilen, banka soyarken çatışmada öldürülen, daha da kötüsü hazırladığı bomba elinde patlayan pek çok arkadaş ve tanıdığın hayatlarının saçmalığı Ka’yı bu düşünceden uzaklaştırdı. Almanya’da artık hiç inanmadığı siyasi nedenler yüzünden yıllarca sürgün olması Ka’nın kafasında siyasetle, insanın kendisini feda etmesi arasındaki ilişkiyi iyice kesip atmıştı.
Ka, Türkiye’de Allah’a inanmanın, insanın tek başına en yüce düşünce, en büyük yaratıcı ile karşılaşması değil, her şeyden önce bir cemaate, bir çevreye girmek demek olduğunu baştan biliyordu.
Reklam
Ka kişisel mutluluğu için insanın hiçbir şey yapmamasının en büyük mutluluk olduğuna kendini inandırmış ahlakçılardandı.
“Elbetteki bu intiharların sebebi bu kızlarımızın aşırı mutsuzluğu, bunda şüphe yok.” demişti vali muavini Ka’ya. “ Ama mutsuzluk gerçek bir intihar nedeni olsaydı Türkiye’deki kadınların yarısı intihar ederdi.”
Yoksulluk ya da çaresizlik değildi içine bu kadar işleyen; şehrin her yerinde, fotoğrafçı dükkanlarının boş vitrinlerinde, kağıt oynayan işsizlerle tıkış tıkış kalabalık çayhanelerin buzlu camlarında, karla kaplı boş meydanlarda daha sonra hep göreceği tuhaf ve güçlü bir yalnızlık duygusuydu. Sanki burası herkesin unuttuğu bir yerdi ve kar sessizce dünyanın sonuna yağıyordu.
Kar şehrin kirinin, çamurunun ve karanlığının, örtülerek unutulduğu bir saflık duygusu uyandırırdı hep onda ama Ka Kars’ta geçirdiği ilk gün kar ile ilgili bu masumiyet duygusunu kaybetti. Burada kar yorucu, bıktırıcı, yıldırıcı bir şeydi..
Çocukluğunda, Nişantaşı’ndaki güvenli evlerinin penceresinden ona bir masalın parçasıymış gibi gelen karlı sokak görüntüleri şimdi yıllardır hayallerini içinde son bir sığınak olarak taşıdığı bir orta sınıf hayatının ve hayal bile etmek istemediği sonu umutsuz bir yoksulluğun başlangıcı gibi görünüyordu.
Reklam
Derya Güzelkaya tekrar paylaştı.
Hiçbir yararı olmayacağını bile bile insan kalmanın çok önemli olduğunu düşünüyorsan, onları yendin demektir.
İnsan kendisini az ötede bekleyen harikulade şeylerin umudunu tadar; gerçi o şeyler henüz uzaktadır ama bir gün onlara ulaşılacağı kesin, tartışmasız bir biçimde kesindir. Daha çok yol var mıdır? Yoo, şu ilerideki nehri geçmek, şu yeşil tepeleri aşmak yeterlidir. Belki de varmışızdır bile. Şu ağaçlar, kırlar, şu beyaz ev belki de bizim aradığımız şeylerdir. Bir an bunun doğru olduğuna inanıp orada durmak isteriz. Sonra kulağımıza ileride daha iyisinin olduğu çalınır ve tasasız bir biçimde yeniden yola koyuluruz. İnsan böylelikle,umut dolu, kendi yolunda gider durur; günler uzun ve sakindir, güneş yukarıda gökyüzünde parlamakta ve akşam bastığında üzülerek yok olmaya yüz tutmaktadır. Ama bir noktada, belki de içgüdüsel olarak, insan geri döner ve arkasındaki kapının kapanarak dönüşü olanaksız kıldığını fark eder. İşte o zaman bir şeylerin değişmiş olduğunun ayırdına varırız, güneş eskisi gibi kıpırtısız değildir, hızla hareket etmektedir; ne yazık ki henüz bakmaya fırsat bile bulamadan onun ufkun ucuna doğru hızla kaydığını, bulutların da mavi koylarda hareketsiz durmadığını iyice acele ettiklerini görürüz; zamanın geçtiğini ve günü gelince yolun zorunlu olarak son bulacağını anlarız. Belirli bir zamanda, arkamızda bir kapı kapanır, kapanır ve şimşek hızıyla kilitlenir; geri dönecek zaman kalmamıştır. Ama işte o anda, Giovanni Drogo bunlardan habersiz uyuyor ve uykusunda çocuklar gibi gülümsüyordu..
Gecenin bastırmasına, rüzgarın siperler arasından gizemli mesajlar getirerek esmeye başlamasına, tabyanın içine koyu bir karanlığın sinmesine ve havanın nemli, nankör olmasına karşın: “Özet olarak,” diye yazıyordu Giovanni Drago, “çok mutluyum ve iyiyim.”
48 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.