Sporun psikolojisi üzerine ilk psikanalitik metin bir kadın yazara, Freud'un öğrencisi Helene Deutsch'a aittir. "Kavrayan, boğazlayan bir el" düşünü çocukken çok sık gören bir hastasından söz eder Deutsch; on beş yaşına geldiğinde de bu hastada bir "top fobisi" belirmiştir: Oynarken ya da oynayanları izlerken topun kendisine çarpacağından, ona ölümcül bir zarar vereceğinden ya da "aptala çevireceğinden" korkmaktadır. Fobinin geçmesinden kısa bir süre sonra hastada top oyunlarına karşı büyük bir düşkünlük başlar. Ergenlik çağının sonuna gelen çocuklara yabancı bir duygu değildir bu: Önce korkarız sınavdan, sonra zevk almaya başlarız; korktuğumuz şeyi, korkusu ve zafer duygusuyla birlikte aramaya başlarız. Tehlikeyi içimizden dışa atmışızdır: Gergin ama hazırlıklı bekleriz. Şöyle diyor Deutsch: "Spor durumları, korkunun elinden kurtulmak için en ideal koşulları yaratır: Bekleyiş, hatta istekle dolu bir hazırlık, tehlikeyi hiçe sayma, öznenin kendi gücünü denemesi, rasyonel saldırı ve savunma."
Sosyal bukalemunlar, eğer toplumun onayını kazanacaksa, bir şey söyleyip, başka bir şey yapmaktan çekinmezler. Topluma gösterdikleri yüzleriyle özel gerçeklikleri arasındaki çelişki içinde yaşarlar. Psikanalist Helene Deutsch, çevresinden aldığı sinyaller doğrultusunda kişiliklerini inanılmaz bir esneklikle değiştirebilen bu tür insanlara “gibi kişilikler” adını vermiştir. Snyder’a göre, “Bazılarının sosyal ve özel kişilikleri birbiriyle iyi kaynaşır, ancak bazılarının kişiliği sadece değişen görüntülerden oluşan bir kaleydeskop gibidir. Woody Allen’in film karakterlerinden biri olan Zelig gibidirler, birlikte oldukları kim olursa olsun, ona deli gibi uymaya çalışırlar.”
Klasik emperyalist yönelimle Fransa ve Büyük Britanya çökmekte olan Osmanlı İmparatorluğu’nun mirasını kendi aralarında paylaşmaya başladılar. Bu satranç oyununda; Büyük Britanya’nın, yeni devlet olacak olan Irak üzerinde resmi olarak mandalık hakkını alması karşılığında Fransızların da -Deutsch Bank’ın ayrılması üzerine- Türk Petrol Şirketi’nde bankanın bıraktığı payı devralması ve Suriye üzerinde manda olması şeklinde birleştiler.
Helene Deutsch (1944), "çocuğun beni ne kadar zayıfsa, yetişkin dünyaya uyum sürecinde yetişkinlerle özdeşleşme kurmaya o kadar çok gerek duyar" (s. 7) der.
ben almanca hazirlik okuyorum
eger dili bilen biri varsa a1 kitap almanca dilinde oneri almak istiyorum. tesekkur ederiim.
duyurulur
#deutsch #almanca #almancakitap #a1 #öneri #tavsiye