Nalıncı Baba
Padişahın İşi Ne!
Murad Han (III. Murad) o gün bir hoştur. Telaşlı görünür. Sanki bir şeyler söylemek ister, sonra vazgeçer. Neşeli deseniz değil, üzüntülü deseniz hiç değil. Veziriazam Siyavuş Paşa sorar:
- Hayrola efendim, canınızı sıkan bir şey mi var?
- Akşam garip bir rüya gördüm.
- Hayırdır inşallah.
- Hayır mı şer mi
Yazar Hitlerin doğumundan başlayarak devlet başkanlığına geliş sürecini yazmış. Bunun yanı sıra çevresindeki insanların kimler olduğunu, 2. Dünya savaşına nasıl gidildiğini, Yahudileri niçin öldürdüğünü, hayatında az bilinen ve karakteri hakkında bilgi vermiş … Yazar kitabın büyük bir bölümünü 2. Dünya savaşına ayrıntılı bir şekilde ayırmış… Kitabı kaleme alırken öz eleştirisinden Hitlere kızgın bir şekilde yazdığı görülmekte … Ayrıca savaşı anlatırken bir anda hitlerin hayatına dönüyor sonra tekrar savaş alanına dönüyor.. Bunu okumak yerine Kavgamı okumak daha mantıklı …Çoğu şey orada da var …
Arap milliyetçisi yazarların, "Biz, İslam'dan önce de büyük bir millettik," gibi iddialarına karşı bu bağlamda, muhataplara sorulacak sorular oldukça kolaydır; Arapların Nebi'den (s.a.v.) önceki büyük fikir adamları kimlerdir? Kimdir Arapların Konfüçyüs'ü, Buda'sı, Platon'u, İskender'i, Solon'u, Aristo'su? Arapların, Nebi'den (s.a.v.) önce kurdukları son büyük devlet hangisidir? Mesela 400-600 yılları arasında Arap uygarlığının(!) en büyük devleti hangisidir? Hangi hukuk metnine göre iş görüyorlardı? Orduları nereleri fethetmişti? Mesela, tıp sahasında bir Hipokratları var mıydı?
“Ne Tanrı ne devlet ne aile ne de ben, diyorsunuz. Ancak eski, çağlardan beri, toplumlar bunların üzerine kurulmuştur. Bunların yokluğunda gelişecek olan düzensizlik, insanlığın sonunu getirmeyecek midir?”
“İnsanlığın sonu, din ve devletin yaratıldığı gün gelmiştir. Aileyse, din ve devlet yaratan bireyleri yetiştirmiştir. Sadece düşünmenizi istiyorum. Bunların olmadığı bir dünyanın derhal düzensizliğe düşeceğini düşünmenizin nedenini ve ne kadar şartlandığınızı anlamanızı istiyorum. Güneşin doğudan batması kadar aykırı gelen her düşüncenin nasıl yargılandığını düşünmenizi istiyorum. Yerçekimi, düşünce değildir. Ama uçmak bir düşüncedir. Uğruna ölenlerin gerçekleştirdikleri bir düşünce.”
“Bütün dogmalardan kaçmak da dogmatik bir tavır değil midir?” “Dogmalardan ve temeli benden önce atılmış olan hiçbir şeyden kaçmıyorum. Sadece derime vapışamadıklarını söylüyorum. Bu, benim doğam. Kaygan derili bir insan olarak hiçbir şey tarafından tutulamam.Tutulmam için üzerime, derimin kayganlığını yok eden kavramlar sürmeliyim. Bunların ilki de ailedir. Aileye bulanmış her insan, bir gün devlet ve Tanrı’yla yaşamak zorunda kalır. Aile bazen çekirdek, bazen de ilkel bir kabile olur, ancak sonuç değişmez. İnsan, kötülüğünden korktuğu için kendini cezalandıran bir yaratıktır. Bu gerçeğin ilan edilmesi ve insanlığın kendisiyle yüzleşmesi gerekmektedir.”
“Kendinizden söz eder misiniz? Asil Yaşayan kimdir?”
“Asil Yaşayan bir delidir. Anımsamadığı için geçmişi, önemsemediği için geleceği yoktur.”
Herkese merhaba,
Kimdir Prokopios?
Tarihçi Prokopios Filistin’de Romalılarca kurulan Kaisereia kentinde kesin olarak bilinmemekle birlikte 500 yıl civarında doğdu yine tahminlere göre 565 civarında öldü.
Daha önce sekiz ciltlik “Savaşlar Tarihi” ve “Yapılar” adlı kitabı bulunmaktadır. Bu kitabında diğer kitaplarında olmayan her şeyi yazacağını
“Oğul, sen şahsın. Artık en kıymetli, en güzel elbiselerin başkalarına giydirdiklerin olacaktır. En ziyade cezalandırma yetkisine sahip olana en fazla affetmek düşer. İnsanlar arasında en aklı kıt kişi, kendinden daha zayıf ve çaresiz olana zulmedendir. İyilik yap ve affet ki bir dediğin iki edilmesin, fermanın tutulsun. Yeryüzünde merhametin kaldıramayacağı bir suç, affedilmeyecek bir günah, ihsan ile kapatılmayacak bir ihtiyaç yoktur. Şaha yaraşan, sütliman olanı kışkırtmamak, bilakis karışık olanı sakinleştirmektir. Halkını sömürüp onlardan gaspettiği mallar ve canlar ile devletini yaşatmaya çalışan bir devlet reisi, evinin temelinden söktüğü malzeme ile duvarlarını onarmaya çalışan ahmak dülgere benzer! İnsan olmanın ayırt edici özelliği Allah’ı seven olmaktan çok, Allah’ın sevdiği olmaktır.”
Arabayla yüksek hızda gidilmenin yasak olduğu bir yolda yüksek hızda giden bir taksi, hayvanların yola çıkmasının yasak olduğu aynı yolda bir ineğe çarpıp ölümüyle sonuçlanan bir kazada suçlu kimdir,
inek mi yoksa şoför mü?
Bundan bir süre önce akşam saatlerinde 2 kuzenimle yol kenarında yürürken ters şeritten yanımızdan çok hızlı yol alan bir
Soruyor gençler: Gerçekten de Tek Parti devrinde camiler kapatıldı mı? "İbadete kapatılmış olan Ayasofya örneği taş gibi önümüzde dururken başka kanıt aramaya ne hacet" diyorum kendilerine.
Bir şaşkınlık vakfesi. Yüzleri karışıyor. Kimilerinin buruşuyor hatta. "Nasıl yani?" diye soruyorlar.
Bu bölüm, işte o "Nasıl
Padişahın işi ne
Sultan Murat Han o gün bir hoştur. Telaşlı görünür. Sanki bir şeyler söylemek ister sonra vazgeçer. Neşeli deseniz değil, üzüntülü deseniz hiç değil. Vezir-i a’zam Siyavuş paşa sorar:
- Hayrola sultanım canınızı sıkan bir şey mi var?
- Akşam garip bir rüya gördüm.
- Hayırdır inşallah.
- Hayır mı şer mi öğreneceğiz. Hazırlan dışarı
Oscar Wilde bu eserini, bir zamanlar Kraliyet Muhafızları'nda süvari olan ve 7 Temmuz 1896'da Berkshire-Reading Devlet Hapishanesi'nde ölen C.T.W.'nin anısına ithafen yazıyor. Peki kimdir bu C.T.W?
Charles Thomas Wooldridge, Laura Ellen Glendell ile evlenir. Evlilikleri başta iyi gitse de sonradan sorunlar yaşamaya başlarlar.